Eiichiro Oda’nın One Piece’i sadece korsanlar hakkında dünyaca ünlü ve son derece etkili bir manga değil, aynı zamanda yirmi yedi yılı aşkın bir süredir devam ettiği için inanılmaz derecede uzun olmasıyla da ünlüdür. One Piece tutkuyla yazılmış bir mangadır ve aynı şey içindeki hikayeler için de söylenebilir.
One Piece’teki hemen her hikâye genellikle aynı anda ortaya çıkan çok sayıda karakter, yer ve olaydan oluşur, bu nedenle yazılıp bitirilmelerinin çok sayıda bölüm alması kaçınılmazdır, bölüm sayısı bazen 100’leri bile aşar. One Piece’in manga alanındaki en kapsamlı hikaye serilerinden bazılarına sahip olduğuna şüphe yok. İşte devasa uzunluklarının en etkileyici örneklerinden bazıları.
Marineford
31 Bölüm, 550 – 580 Arası
Marineford, tüm One Piece mangasındaki en önemli hikaye parçalarından biridir, çünkü Marineford, daha önce kurulmuş olan birçok olay örgüsünün bir araya getirilmesidir, ayrıca bu dünyanın önemli figürlerinin çoğunun birbirine karşı savaştığı büyük bir savaşta geçtiğinden bahsetmiyoruz bile. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, bu kadar uzun olması gayet mantıklı geliyor
Ancak, çoğu hayran Marineford’un düşündükleri kadar uzun olmadığını ve toplam 31 bölümle listeye zar zor girdiğini fark edince şok olabilir. Bu şaşırtıcı uzunluk iki nedenden kaynaklanmaktadır. Bu bölümlerin çoğu aksiyon sahnelerinden oluşuyor (manga ortamında genellikle birkaç sayfa sürer) ve aslında kendisinden önce gelen Impel Down’ın devamı niteliğinde.
Punk Hazard
46 Bölüm, 654 – 699 Arası
Çoğu hayran, One Piece sezonlarının zaman atlamasından sonra çok daha uzun olmaya başladığına inanıyor ve zaman atlamasından hemen sonra gelen Punk hazard’da bu durumu kanıtlar nitelikte
Bununla birlikte, 46 bölümlük uzunluğu, zaten kapsamlı olan Dressrosa Serüveninin başlangıcı olduğu gerçeğiyle tamamen anlaşılır hale gelir, bu nedenle Punk Hazard Arc, kilit karakterlerin ve bundan sonra önümüze çıkacak temaların çoğunun tanıtıldığı yerdir: Caesar Clown, SMILE meyveleri, Trafalgar Law’ın Luffy ile ittifakı, Deniz İmparatorlarını ele geçirme planı ve daha fazlası.
Thriller Bark
48 Bölüm, 442 – 489 Arası
One Piece’deki çoğu sezonu genellikle daha büyük bir Serüvenin sadece küçük bir parçası olsa da, Thriller Bark nispeten bağımsız olmasıyla ünlüdür. Eiichiro Oda, Hasır Şapka Korsanlarının Deniz Lordu Gecko Moria ve onun eksantrik tayfasıyla karşılaşmasını 48 bölümde anlatmayı başarıyor.
Klasik korku filmlerinden esinlenen bu kısımda karanlık anlar, ürpertici mekânlar ve zombiler ve hayaletler gibi büyüleyici yaratıklar içeriyor. Gecko Moria, zombi ordusunu büyütmek için birçok önemli karakterin , özellikle Oars olarak bilinen güçlü antik devin gölgesini çalmayı başardıktan sonra ona karşı yapılan savaşların şaşırtıcı derecede uzun sürdüğünden bahsetmiyoruz bile.
Balık Adam Adası
51 Bölüm, 603 – 653 Arası
Saobody Takımadaları’ndaki kısa bir buluşmadan sonra, Balık Adam Adası zaman atlamasından sonra gerçekleşen ilk büyük maceradır ve bu bölümlerde çıta oldukça yüksektir. Hasır Şapka Korsanlarının uzun zamandır bu yeri ziyaret etmek istemesi bir yana, aynı zamanda Hody Jones ve Yeni Balık Adam Korsanlarının ortaya çıkışıyla başa çıkmak için tam zamanında geliyorlar.
Balık Adamlar ve Deniz Halkı bu kısımdan önce de One Piece’in büyük bir parçasıydı, ancak Eiichiro Oda Balık Adam Adası’nı bu ırkları ve yer yüzünde karşılaştıkları korkunç ayrımcılığı daha da genişletmek için bir fırsat olarak gördü. İşte tam da bu yüzden Kraliçe Otohime, Fisher Tiger ve daha sonra Monkey D. Luffy’nin ekibine katılacak olan Jinbe’nin geçmişlerini yazmak için zaman ayırdı.
Water 7
53 Bölüm, 322 – 374 Arası
Efsanevi Enies Lobby’nin kendisinden önce gelen Water 7 Arc olmasaydı bu kadar heyecan verici olmayacağını unutmak oldukça kolay. Asıl amacı onu takip eden Enies Lobby’ye zemin hazırlamak olsa bile, yine de aynı anda birden fazla olay örgüsüyle ilerlemek zorundaydı, hem bir sonraki maceraya mükemmel bir zemin hazırlamayı başarması, hem de kendi içindeki hikayeyi başarıyla anlatması uzunluğunun sebebini açıklıyor.
Water 7’da bu sezona ismini veren yer (ilgili coğrafyası ve tarihi ile) tanıtılır, Franky ve ailesi Hasır Şapka Korsanlarıyla çatışır. Nico Robin mürettebattan ayrılır, Usopp Luffy ile kavga eder ve CP9 Iceburg’a suikast düzenlemeye çalışır. Bu, sadece 53 bölümde anlatılması gereken oldukça fazla şey demek.
Enies Lobby
56 Bölüm, 375 – 430 Arası
Enies Lobby , serinin dünyası ve kahramanlarının kaderi üzerinde büyük bir etki yarattığı için tartışmasız One Piece’in en önemli ve popüler kısımlarından biri. Amacı kendisinden önce gelen Water 7 tarafından zaten kurulmuş olan olay örgülerini sonuçlandırmak olmasaydı şimdiki halinden bile uzun olurdu
56 bölüm içinde, Enies lobby okuyucuların Franky ile bağ kurmasını sağlıyor, Nico Robin’in karakter gelişimini tamamlayıp Hasır Şapka Korsanları’ndaki yerini sağlamlaştırıyor ve CP9 ve Dünya Hükümeti’ni yeni düşmanları olarak belirliyor. Bütün bunları Serideki en yaratıcı ve unutulmaz savaşlardan bazılarını sunarak yapmak büyük başarı. Bütün bu macera Going Merry’nin trajik ölümüyle sonuçlanıyor.
Arabasta
63 Bölüm, 155 – 217 Arası
Arabasta , Hasır Şapka Korsanları Grand Line’a girdiği anda başlayan Arabasta’ya gitme yolculuğunun heyecan verici sonucu olarak yazıldığından One Piece’teki ilk büyük sezondur. Luffy’nin mürettebatı ile Crocodile’ın Baroque Works örgütü arasındaki çatışma, ucunda bütün bir ülke olan,şiddetli bir çatışmadır.
Bu derin ve karmaşık olay zinciri ve Hasır Şapka Korsanlarının her bir üyesinin belirli bir Baroque Works ajanına karşı mücadele verdiği olduğu gerçeği göz önüne alındığında, Arabasta’nın bu kadar uzun sürmesi mantıklı hale geliyor. Hatta Luffy Crocodile üç ayrı sefer savaşıyor, bu da denizin Yedi Savaş Lordu’ndan birine karşı kazandığı nihai zaferi daha da tatmin edici kılıyor.
Skypiea
66 Bölüm, 237 – 302 Arası
Skypiea oldukça özel çünkü alışılagelmiş One Piece maceralarından çok farklı ve korsanlıkla neredeyse hiç ilgisi yok. Bu önemli farklılıkların bir sonucu olarak, ilk kez ortaya çıkan çok çeşitli Gökyüzü Adalarının varlığının ortaya konduğu ve ada halkının kültürlerini ve politikalarını yavaş yavaş işlendiği bu maceranın, bu kadar uzun ve kapsamlı olması gayet doğal
Hepsini bir kenara bıraksak bile Enel’in serinin bu noktasında çok güçlü bir kötü adam olması ona ve dört rahibine karşı verilen büyük savaşın birçok bölümü kaplamasına neden oluyor. Son olarak, Mont Blanc Noland ve Kalgara’nın hikâyesinin tekrar anlatılması sadece duygusal olmakla kalmıyor, aynı zamanda Skypiea’nın ana temalarını anlamak için de çok önemli. Skypeia hikayeye katkısı olmayan bir macera değildir ve tamamını okuyanlar kesinlikle iyi niteliklerini takdir etmektedir.
Egghead
68 Bölüm, 1058 – 1125 Arası
Son derece uzun Wano Country’nin ardından One Piece hayranları, Dressrosa’nın ardından gelen Zou’ya benzer şekilde sonraki bölümlerin kısa bir soluklanma olacağını umuyorlardı. Ancak, kısa süre önce sona eren Egghead Arc tüm beklentilere meydan okudu ve okuyucuların bir saniye bile dinlenmesine izin vermedi, çünkü ağzına kadar önemli olaylar ve büyük olay örgüsü noktalarıyla doluydu. Tüm mangadaki en uzun hikayelerden biri haline geleceğini kim tahmin edebilirdi ki?
Egghead , Doktor Vegapunk ve altı uydusunun sinyali verilen tanıtımıyla başladı, ancak o zamanlar çoğu okuyucu bilmese de Eiichiro Oda bu karakteri Bartholomew Kuma ve Jewelry Bonney’in oldukça yoğun ve üzücü hikayesini anlatmak için mükemmel bir bahane olarak görüyordu, Her şeyin ötesinde Egghead, aynı zamanda Beş Büyük Yıldız’ın Mary Geoise dışında ilk kez göründüğü ve tehlikeli dönüşümlerini sergilediği zamandı. Günün sonunda, Egghead, One Piece’in genel konusu üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir ve okuyucular kesinlikle serinin sonuna kadar hikayenin bu kısmının etkilerini hissedecekler.
Whole Cake Adası
78 Bölüm, 825 – 902 Arası
Eiichiro Oda’nın bir alameti farikası var ise kesinlikle pek çok karakteri, olay zincirlerini, temalarını anlaşılabilir şekilde sorunsuzca tek bir macera içine sığdırabilmektir, Whole Cake adası bu faydalı değerli yeteneğinin mükemmel bir örneğidir.
Big Mom ve tayfasının ilk gerçek görünümü, Poneglifi çalma planı, Germa 66’nın tanıtımı, Sanji’nin geçmişini ikinci kez öğrenmemiz ve onu kurtarma görevi bu Whole Cake adasında yer alıyor ve bütün olaylar bir arada şaşırtıcı derecede iyi işleniyor. Her şeyin ötesinde, Whole Cake adası aynı zamanda Luffy ve Charlotte Katakuri arasındaki uzun süreli çatışmanın doruk noktasını da içeriyor, ama çatışma o kadar ilgi çekici ki ne kadar uzun olduğunun bir önemi kalmıyor
Dressrosa
102 Bölüm, 700 – 801 Arası
Dressrosa’nın Arabasta’ya paralel olması gerekiyordu, çünkü bu hikaye de Hasır Şapka Korsanlarının zamanda bir Deniz Savaş Lordu olan baskıcı hükümdarları devirerek sorunlu bir krallığa yardım etmesine odaklanan uzun bir serüvenin sonucu, ancak bu kısmın kötü adamı Donquixote Doflamingo’ydu
Ancak Eiichiro Oda’nın Arabasta’yı yazarken öğrendiği her şeyi kullandığı ve kazandığı deneyimle çoğalttığı açıktır, çünkü Dressrosa ilham kaynağından çok daha fazla karakter, dövüş ve olay örgüsü içerir. Luffy’nin Doflamingo’ya karşı mücadelesi de çok fazla bölüm alır, ancak çoğunlukla yeni 4.Vites formunun tanıtımı sayesinde sonucu son derece tatmin edicidir. Dressrosa’nın anime uyarlaması dayanılmaz derecede uzun olmasıyla ünlüdür, manga versiyonu ise çok daha rahat okunabilirdir.
Wano Krallığı
149 Bölüm, 909 – 1057 Arası
Wano krallığı devasa bir macera, yalnızca One Piece’de değil bütün mangalar arasında en uzunlarından biri. Bunun böyle olması kaçınılmaz tabi. Oda yıllarca Wano’nun inşasını yaptı ve krallığa geldiklerinde verdiği sözleri tutmak için çok zamana ihtiyacı vardı. Sonuçta macera o kadar uzun hale geldi ki kendi içinde sırayla işlenen 3 parçaya ayrılmak zorunda kaldı.
Wano’nun kendisi, hakkını verebilmek için çok titiz bir gelişim gerektiren oldukça büyüleyici bir yer ve Kozuki Oden’in onurlu savaşçılarından kötü Kaido ve Canavar Korsanlarına kadar tüm sakinleri, kendi başlarına ayrı bir mangada kolayca yıldız olabilecek karmaşık karakterler. Son savaş olan Onigashima Baskını serinin diğer bölümlerinden daha uzun olsa da Kaido’nun yenilgisinin ne kadar şaşırtıcı, tatmin edici ve duygusal olduğu düşünüldüğünde buna değiyor. Eiichiro Oda’nın Wano’yu dört yıl boyunca yazmaktan gerçekten keyif aldığı ve uzunluğunun buna kesinlikle değdiği açık.