The Promised Neverland dikkat çeken animelerle dolu bir yılda çıkan animelerden biriydi. İşte bu seriyi kaçırmamanız için 10 sebep.
Eğer bir anime fanıysanız 2019 muazzam bir yıldı. Demon Slayer, Vinland Saga, the Return of My Hero Academia’nın dördüncü sezonu, Dr. Stone gibi animeleri önümüze mutlak galip şekilde getiren bir yıl oldu. Bu galiplerin yanında şüphesiz yer alabilecek bir diğer anime ise Kaiu Shirai ve Posuka Demizu’nun The Promised Neverland’iydi.
2016 yılından bu yana Weekly Shonen Jump dergisinde serileştirilmiş başarılı bu manga, ayrıca 2019 yılında ödül kazanmasıyla ün kazandı. Bu makalede araştıracağımız sebepleri göreceğiniz üzere, diğerlerinin aksine bu tipik bir Weekly Shonen Jump animesi değil. Hadi, neden kesinlikle izlenmesi gereken bir anime olmasının 10 sebebine bakalım.
The Promised Neverland
Mecazları Tipik Shonen’kiler Gibi Değil
Başlamak için en iyi yer, çekiciliği ve genel anlatısıyla özellikle shonen janrasında kendini diğer animelerden nasıl ayırdığı. Adil olmak gerekirse, bütün shonen serileri aynı hatları, metaforları ya da formülleri takip etmiyor ancak onların hitap şeklini sen seçiyorsun. Bu özel manga ve anime serisi bu eğilimi kendinden uzaklaştırma eğiliminde.
Birine göre, tipik bir shonen serisi kafasında nihai bir hedef olan ve bu hedefi gerçekleştirmek için en iyisi olmaya çabalayan cesur bir kahramanın etrafında konuşlandırılma eğilimindedir. Spoilera girmeden, bu serideki kahramanımızın kafasında görünüşte aşılmaz bir hedef var. Ancak bunu başka yerde gördüğünüz tipik formülü takip etmeden yapıyor. Bununla birlikte, bir formüle bağlı kalmanın, hayal gücünün herhangi bir uzantısı tarafından kötü bir anime veya manganın göstergesi olmadığını akılda tutmak önemli.
Her Karakterin Sevecen ve Tanımlayıcı Kişilikleri Var
Bu faktör özellikle animenin üç ana kahramanı için uygun oluyor. Bu üç ana kahraman Emma, Norman ve Ray. Üçü de birlikte büyüdükleri yetimhanenin ilk günleriden itibaren en iyi arkadaşlar.
Tahmin edileceği üzere üçünün de farklı kişilikleri var. Böylece seyirci arkadaşlıkları gibi kişiliklerinin de eşsizliğinin keyfine varıyor. Emma; yerinde duramayan, atletik ve her zaman pozitif. Norman içlerindeki en zeki ve bilgilisi. Ray ise kurnaz olan. Üçünün de farklı kişilikleri var fakat üçü de sevecen.
Çizim Tarzı
Ne olursa olsun animeden bahsediyoruz. Herhangi bir animasyonlu çalışmanın en önemli yönlerinden biri, eserin gerçek özüne ek olarak nasıl göründüğüdür.
Animeye göz atacak kadar meraklı fanlar için kapıyı açan şey budur. İçeri adım attıktan sonra anlatının ve karakterlerin özü izleyiciyi kendine çekiyor. Serinin çizim tarzı, baştan sona canlı ve temiz renklerle göze hitap ediyor.
Gizemler ve Bükülmeler
Seri öyle sandığınız tipik yoğun savaş ve aksiyon içeren animelerden değil ve sadece böyle olması bile onu diğer shonen serilerinden ayırıyor. Her şeyden önce The Promised Neverland bir gerilim ve gizem serisi.
Karakterlerin kendi kendine keşfettiği değişimler, bükülmeler ve The Promised Neverland dünyasını saran gizemler izlemesi gerici bir seriye dönüştürüyor. Bu muhtemelen bir bütün olarak baktığımızda, serinin en çekici kısmı olabilir. Kapalı her kapının ardındaki gerçeklerin bir parçasını keşfetmek sürekli bir gerilime sebep oluyor.
Katmanlı Düşmanlar
Özellikle bir gerilim ve gizem serisi olarak The Promised Neverland ilgiyi ayakta tutabilmek için güçlü ellerle yazılmış düşmanlara ihtiyaç duyuyor. Serinin ilk sezonunda karşımıza çıkan kötüler, onlar hakkında yeteri kadar fikir oluşturabileceğimiz güzel yazılmış ve belli bir derinliğe sahiplerdi.
Anlatının ana kötüleri daha tamamen açığa çıkmış değil. Büyük olasılıkla hikayenin daha büyük bir kapsama ulaşması bekleniyor ama seyircinin şimdiye kadar gördüğü kötüler gayet dikkat çekici. Geçmişleri kim olduklarını ve neden o pozisyonlarda olduklarını açıklamalarına yardımcı oluyor.
Yetenekli Kahramanlar
The Promised Neverland, gizem ve gerilimiyle övündüğünden, dizinin ana karakterlerinin janraya özgü zorluklarla yüzleşecek kadar akıllı olması gerekiyor. Neyse ki Emma, Norman ve Ray bu konuda bizleri hayal kırıklığına uğratmıyor.
Bu özellikle izleyici için de önemli, bizim fanlar olarak dünyanın birçok gizemini bizim için nihai bir şekilde çözmesi için güvenilir kahramanlara ihtiyacımız var. Bu üç karakter aşırı derecede yetenekli -özellikle yaşlarına göre- ve onları planlarını uygularken ve ona göre hareket ederken görmek tam bir keyif.
Belirsizlik
Belirsizlik, bir kez daha, serinin birçok güçlü yanından biri. Bunun nedeni animenin etkili ve merak içinde bırakan gizemi ve belirsizlik içindeki gerilimiyle övünmesi. Serinin ilk sezonu boyunca tutarlı bir gerilim havası yaratan harika anlar var. Kahramanlarımız birkaç ifşa yapıyor ve düşmanın planlarını bozmak ve bitirmek için sürekli ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar.
Bunun sadece ilk sezon ve karakterlerin hedeflerine ulaşmalarına daha çok yolu olduğunu düşünürsek gelecek şeylerin sadece azıcığını tattık diyebiliriz.
Bir Shonen’e göre Olgun, Karanlık Atmosferi
Bu özel seriyle ilgili şaşırtıcı olan şeylerden biri de özellikle Weekly Shonen Jump uyarlaması için ne kadar olgun hissettirdiğidir. Bu demek değildir ki, bir dizinin, manga veya animenin iyi olması için karanlık ve ciddi olması gerek. Ancak shonen tür standartlarına göre kesinlikle ciddi ve olgundur.
Bu makale spoiler bölgesinin derinliklerine dalmaktan kaçınacaktır ama dizinin tüm hikayesinin bağlamı göz önüne alındığında, karanlık olması mantıklıdır. Fakat buna rağmen, karakterler her zaman karanlıkta bir ışık buluyor gibi görünür.
Yan Karakterler İyi Kullanılıyor
Formuna ve platformuna bakmaksızın, her serinin ana kadrosu ve yan karakterleri vardır. Ancak bu, ikincisinin önemsiz olması gerektiği anlamına gelmez. Yan karakterler kesinlikle kendilerine düşen işleri yapıyor.
Seyirci, dizinin yan karakterlerini bile önemsemeye teşvik ediliyor. Ana oyuncu kadrosu kendi dünyalarına ait bazı sırların duyumunu aldığında, yan karakterler olay örgüsüne çekiliyor ve özellikle sezonun ilerleyen sahnelerinde yardım etmekten fazlasını yapıyor. Onların kendi güdüleri, hedefleri ve yaşamları var.
Bölümlerin İçine Çekmesi
Eğer sizi dünyaya çekmek ve size onun gizemleri hakkında soru sordurmak için tohumlarını erkenden ekmeseydi, bir gizem ve gerilim dizisi, işini yapamazdı. Dizinin ilk bölümleri sadece bunu yapıyor ve sonra dahasını.
Sezonun başında izleyiciler ve karakterler için belirsiz olmanın ötesinde birçok bulmaca bulunmakta. Sezon başlangıcının amacı ana kadro ve diğer karakterlerle birlikte izleyicilerde şok ve korku yaratacak bir şey gerçekleşmeden önce sahte bir güven duygusu vermek.