Keşif Asya
Yazar Masashi Kishimoto, Doğu mitlerini eserlerine dahil etmesiyle tanınmaktadır ve Naruto serisi bunun en iyi örneğidir. Seri Budizm ve Şintoizm esinlenmeleriyle doludur ve birçok karakter bu inançlardaki varlıklara dayanmaktadır. Kuyruklu Canavarlardan Çakra kavramına kadar, animenin neredeyse her bir noktasında Doğu dinlerine ve mitlerine rastlanabilir.
Serinin en önde gelen karakterlerinden olan Hashirama Senju ve Madara Uchiha, Budist dininin iki önemli varlığına dayandığı bariz bir şekilde bellidir. Naruto serisindeki konumları göz önüne alındığında, bu iki karakterin Budizm’in en önemli iki varlığı olan Buddha ve Mara’ya dayanması, onların inançlarını ve yaydıkları idealleri temsil etmesi hiç şaşırtmıyor.
Hashirama – Aydınlanmış Olan
Hashirama Senju, aydınlanmanın ve daha yüksek bir varoluş düzeyine ulaşmanın propagandacısı olan Buddha’nın kişileştirilmiş versiyonudur. Buddha’nın öğretisi sevgi, şefkat ve aydınlanmanın peşinden gitme ve aydınlanma düzlemine ulaşmak için hayatın acı gerçekliğinin üstesinden gelinmesi gerektiği fikrini öne çıkarır. Öğretileri çok geniş bir alana yayıldıkça pek çok kişiyi bir araya getirdi ve takipçileri arasında bir kurtarıcı statüsüne yükseldi. Lakin bu tür sıradan unvanları asla umursamadı ve yalnızca insanlığı aydınlanmaya yaklaştırmak ve topraklar arasında barışı korumak için çabaladı.
Hashirama Senju’nun serideki rolü, onun da nefretin ve dünyevi cazibelerin üstesinden gelmiş olması nedeniyle Buddha’ya benzer bir ışık altında gösteriliyor. Hashirama topraklar arasında barışı sağlayabilmiştir ancak bu geçici bir durumdur çünkü ne Beş Büyük Ulus arasında ne de kendi ulusu içinde barışı sağlayabilmiştir. Bu durum, aydınlanmaya ulaşmasına rağmen tüm insanlığı cehaletten ve günaha düşmekten kurtaramayan Buddha’nın durumuna benzer.
Hashirama’nın teknik ve yeteneklerinden birkaçı da doğrudan Budist mitolojisine atıfta bulunmaktadır. Mokuton: Hotei no Jutsu Vietnam, Kore ve Japonya’da Budizm’in saygıdeğer bir figürü olan Budai’ye atıfta bulunur. Neşeli doğası ona günümüzde de yaşayan Gülen Buda lakabını kazandırmıştır. Senpō Mokuton: Shin Sūsenju, şefkatiyle bilinen bir Bodhisattva (Budalığa ulaşma yolundaki kişi) olan Avalokitasvara’dan etkilenen bir tekniktir. Bin el, tüm insanları bu dünyanın ayartmalarından kurtarmaya olan bağlılığına atıfta bulunur ve ihtiyacı olanlara yardım etmek için ona bin el kazandırır.
Madara – Yanılsamanın Yayıcısı
Budist kozmolojisi Mara’yı aydınlanmaya karşı çıkan tüm güçlerin kişileştirilmesi olarak kabul eder. Kısacası, Mara insanları bedensel arzularla ve haz ayartmalarıyla uzaklaştırarak aydınlanmaya ulaşmalarını engeller. Mara genellikle ışığa karşı çıkan herhangi bir güç olarak kabul edilirken, Budizm’in bazı mezhepleri Mara’nın gerçek bir varlık olduğuna inanır. Bu varlık Buddha’yı kendi üç kızını kullanarak aydınlanma yolundan saptırmaya çalışmıştır ki bunlar Rati (arzu), Rati (memnuniyetsizlik) ve Tanha (hırs, açgözlülük) anlamına gelmektedir.
Madara Uchiha’nın insanları ebedi bir genjutsu içinde tutma planları, Mara’nın insanları hazzın cazibesiyle yaşamın Samsara’sına hapsetme planlarına benzemektedir. Madara insanlar tarafından hiçbir zaman sevilmedi çünkü onun varlığından korkuyor ve dehşete düşüyorlardı, tıpkı Mara’nın kendi zamanındaki insanlardan gördüğü nefret ve tiksintiye benzer şekilde. İkisi arasındaki bir başka benzerlik de takipçi kazanmak için manipülasyon ve yalanları kullanmalarıdır, çünkü ikisi de merhametin gerçek anlamını anlayamamıştır.
Mara Buddha’nın yerini almak için ne kadar uğraşırsa uğraşsın, Buddha’nın takipçileri üzerindeki etkisini asla taklit edememiştir. Bu, Madara’nın kendisine Hashirama’nın güçlerini aşılamasına rağmen hiçbir zaman onun yerini başarıyla alamamasına ve hatta onu yenmeye yaklaşamamasına benzer. İkisi arasında pek çok paralellik vardır, ancak belirleyici benzerlik, insanlığı kişinin kendi zevkleri ve ayartmaları tarafından yönlendirildiği sonsuz bir mutluluk alemine sürükleme istekliliğidir.
Madara ve Hashirama – Aydınlanmanın İki Yüzü
Buda ve Mara fiziksel şekilde var olan iki varlık olarak görülürken, aynı zamanda insanlara rehberlik eden iki yol olarak da görülebilirler. Bir kişi Budhha’nın yolunu izleyerek aydınlanmaya ulaşabilir ama aynı kişi Mara’nın ayartmalarına kurban gidebilir. Buddha’nın kendisi bile doğruluk yolundan saptırılmış olabilir. Hatta Budizm’in bazı varyasyonları Mara’nın sonunda din değiştirip Buddha olduğuna ve cinsel arzularından vazgeçtiğine inanır.
Hashirama ve Madara’nın güç ve nüfuz için sürekli mücadelesi Buddha ve Mara ile paraleldir. Bir noktada Madara aydınlanma yoluna bile girmiş, ancak bir kez daha yoldan çıkmıştır. Karşıt görüşlere rağmen, Buddha Mara’yı asla bir düşman olarak görmedi, tıpkı Hashirama’nın Madara’nın doğru yola girmesi için her zaman elini uzatması gibi. Her iki tarafın da iyi ya da kötü olmadığını belirtmek gerekir, çünkü ikisi de insanların hayatlarını nasıl sürdürmeleri gerektiğine dair karşıt inançlara sahipti. Bu, Ateşin İradesi ve Nefretin Laneti’ne gönderme yapmaktadır; insanlık arasında barışı korumaya yönelik iki inanç, ancak sonunda yalnızca biri zafer kazanmıştır.
