Bir animeye âşık olup da daha başlamadan bitmesi kadar kötü bir şey yoktur. Bunun nedeni bazen düşük reytingler, bazen bütçe sorunları, bazen de kötü yayın planlaması ya da stüdyo politikalarıdır. Sebep ne olursa olsun, bu animeler hikâyelerini tamamlamak için gereken zamanı bulamadılar. Tam potansiyellerine ulaşma şansı verilmedi. En kötüsü mü? Çoğu, hikâye ya da hayranlar yüzünden başarısız olmadı. Yaratıcıların kontrolünün çok ötesindeki sebeplerden dolayı yarıda kesildiler.
Bu animelerin harika bir şeye dönüşmesi için gerekli tüm unsurları vardı: güçlü karakterler, ilgi çekici bir evren inşası, iyi bir tempo ve tutkulu bir hayran kitlesi. Ama yarım bırakıldılar; ya aceleye getirilmiş bir sonla ya da hiç son olmadan. Bazıları Claymore ve The Vision of Escaflowne gibi yıllar içinde kült bir takipçi kitlesi kazandı, bazıları ise hak ettikleri hâlde unutulup gitti. Her birinde özel bir şey vardı ama gerçek anlamda parlayacak şansı hiç bulamadılar.
Deadman Wonderland
Deadman Wonderland, 2010’ların başındaki anime sahnesinde öne çıkmak için gereken her şeye sahipti. Anime, vahşi bir katliamdan sonra haksız yere hapse atılan Ganta adlı bir çocuğu konu alır. Ancak gönderildiği yer sıradan bir hapishane değildir. Burası, mahkûmların eğlence için ölümüne dövüştüğü tema parkı-hapishane melezi Deadman Wonderland’dir. İlk sezon, kaynak materyalin yüzeyini ancak kazıyabildi ve büyük olay örgülerini çözmeden ya da tüm karakterleri keşfetmeden aniden sona erdi.
Anime yalnızca manganın en erken bölümlerini uyarladı. Bu da dünyanın derin sırlarını açıklayan önemli hikâye çizgilerinin keşfedilmemesine yol açtı. Potansiyeline rağmen anime ikinci sezon şansı bulamadı ve hayranlar daha yarısına bile gelmeden ortada kaldı. Manga ise kanlı ama tatmin edici bir sona ulaştı; ancak yalnızca animeyi izleyenler sorularla, yarım kalmış sahnelerle ve gerçekleşmemiş bir potansiyelle baş başa bırakıldı.
No. 6
No. 6, ağır tempolu bir bilimkurgu klasiği olmaya adaydı. Dışarıdan kusursuz görünen ama içinde karanlık sırlar saklayan bir şehirde geçen hikâye, farklı dünyalardan gelen iki çocuğun büyüyen bağını anlatır. Ayrıcalıklı bir dahi olan Shion ile sokak zekâsı yüksek bir kaçak olan Nezumi mükemmel bir ikiliydi. İkilinin dinamiği, siyasi entrikaları duygusal samimiyetle ve hafif romantik bir gerilimle harmanlıyordu.
Fakat yalnızca 11 bölüme sıkıştırılan karmaşık hikâye, derinlikten çok hız uğruna feda edildi. Son bölümler aşırı derecede olay ağırlıklıydı ve kilit gelişmeler ani açıklamalarla ya da tesadüflerle çözüldü. Dünya inşası zayıf kaldı ve ana karakterler arasındaki duygusal doruk noktası hak edilmiş olmaktan çok aceleye getirilmiş hissi verdi. Daha büyük bir şey olabilecekken anime, güzel ama yarım kalmış bir taslak olarak kaldı.
The Vision of Escaflowne
The Vision of Escaflowne, bir seriye stüdyo müdahalesinin nasıl etki edebileceğine örnek olarak gösterilebilir. Yapımcılar başlangıçta 39 bölüm için onay almıştı, ancak anime yayınlanmadan önce bölüm sayısı 26’ya düşürüldü. Bu karar, yaratıcıları fantezi hikâyeyi daha dar, daha hızlı tempolu bir versiyona sıkıştırmaya zorladı. Yine de dizi, çarpıcı sanat tarzı ve derin duygusal hikâyesiyle öne çıkmayı başardı.
Ancak izleyiciler, karakter gelişimlerinin hızla sonuçlanmasından ya da tamamen kaybolmasından bu sıkıştırmayı hissedebiliyordu. Bütün yan hikâyeler kayboldu ve dizinin siyasi entrikaları, daha hızlı aksiyon uğruna zayıflatıldı. Tüm bu sorunlara rağmen Escaflowne kalıcı bir etki bıraktı. Ancak birçok hayran, Escaflowne’un tam yayın süresini alması hâlinde tür tanımlayıcı bir klasik olabileceğine inanıyor. Geriye kalan hâlâ güzel, ama animeye asıl olması gereken nefesin verilmediği açıkça görülüyor.
Rokka no Yuusha
İlk bakışta Rokka no Yuusha sıradan bir fantezi macera gibi görünebilir. Konusu, yeniden dirilen İblis Tanrı’ya karşı savaşmak üzere kahraman olarak seçilen altı kişiye odaklanır. Ancak Altı Çiçek’in Kahramanları birleşmek üzere bir araya geldiğinde yedi kişi belirir. İçlerinden biri sahtekârdır, ama ne karakterler ne de izleyiciler kimin olduğunu bilmektedir. Bundan sonra gelen ise katmanlı karakter dinamikleriyle dolu gerilimli, ağır tempolu bir gizemdir.
Tam gizem çözülmeye ve daha büyük bir hikâye kurulmaya başlarken sezon sona erer. Kimlik arayışındaki gerilim ile fantezi dünyasının inşasını benzersiz biçimde harmanlamasına rağmen Rokka sadece bir sezon aldı ve devamı gelmedi. Hayranlar olayların ortasında bırakıldı ve animenin uyarladığı light novel serisi hâlâ tam olarak animasyona aktarılmadı. Rokka sürükleyici bir seri için tüm bileşenlere sahipti, ama ivmesini bulmuşken durduruldu.
Highschool of the Dead
Highschool of the Dead, 2010’ların başında anime kaosunun zirvesiydi. Anime bir zombi kıyameti, abartılı aksiyon, doruğa çıkarılmış fan servisi ve izleyiciyi kendine çekecek kadar karakter draması sunuyordu. Tüm bu kaosun altında ise güçlü temposu ve gerçekten gergin anlarıyla sağlam bir hayatta kalma hikâyesi vardı. Anime kısa sürede kült bir favori hâline geldi.
Ancak patlayıcı bir sezon ve bir OVA’dan sonra anime sessizliğe gömüldü. İlk ara 2011 depreminden sonra geldi. Manganın resmî olarak sona ermesi ise yazar Daisuke Satō’nun 2017’deki trajik ölümüyle oldu. Hayranlar hâlâ bu hikâyeyi ziyaret etmeye devam ediyor, ancak karakterler ya da yolculukları için bir kapanış yok. Highschool of the Dead gerçek bir sonu hak eden çılgın bir serüvendi, fakat trajedi bunu engelledi.
Kuragehime
Bu, yalnızca kadınların yaşadığı ve her birinin kendine özgü takıntıları olan inek tipli ve eksantrik kadınlarla dolu bir apartmanda geçen sevimli bir josei animesidir. Kuragehime, denizanası takıntılı genç bir kız olan Tsukimi’yi konu alır. Animenin tuhaflıkları, özellikle romantizm sayesinde hızla kendine adanmış bir hayran kitlesi kazandı. Tsukimi, apartmanda saklanan şık, kadın kılığında gezen bir politikacının oğlu olan Kuranosuke ile arkadaşlık kurar.
Onun sırrını saklarken ikili büyüyen duygularını da yönetmek zorunda kalır ve aynı zamanda öz değer, moda ve yankı uyandıran diğer temaları da keşfederler. Ancak sadece 11 bölümün ardından anime aniden sona erdi. Anlatılacak çok daha fazla hikâye vardı, fakat anime hayranları bunları hiç göremedi. Manga ise yıllarca devam etti ve tatmin edici bir sona ulaştı, bu da kısa ömürlü animeyi daha da trajik hâle getirdi.
No Game, No Life
Göz alıcı görselleri ve zekice oyun mantığıyla No Game, No Life, 2014’te büyük bir çıkış yaptı. Anime, her şeyin — politikadan savaşa — oyunlarla belirlendiği bir dünyaya taşınan asosyal gamer kardeşler Sora ve Shiro’yu konu alıyor. Anime strateji ve zekâyı, tarz ve gerçeküstü dünya inşasıyla harmanlayarak hemen öne çıktı.
Buna rağmen, büyük popülaritesine karşın anime ikinci bir sezon alamadı. Hikâye, light novelların yalnızca başlangıcını kapsadı ve büyük olay örgüleri ile çatışmalar hiç işlenmedi. Daha sonra bir ön film geldi, fakat hayranlar hâlâ ana hikâyenin neden devam etmediğini bilmiyor. Hak sorunları ya da yazarın yavaş çalışması gibi söylentiler suçlandı. Sebep ne olursa olsun, bu sessizlik hayal kırıklığı yaratıyor.
Ouran High School Host Club
Ouran High School Host Club büyük bir çıkış yaptı. Bu, romantik anime klişelerini sevgiyle tiye alan, aynı zamanda kendi sevimli ve unutulmaz hikâyesini kuran bir shoujo komedisidir. Gerçekçi tavırlarıyla burslu öğrenci Haruhi ve Host Kulübü’nün gösterişli erkekleri izleyicilerin gönlünü kazandı. Dizide hem mizah hem de şaşırtıcı derecede duygusal derinlik vardı.
Ancak anime yalnızca 26 bölüm sürdü. Ouran High School Host Club manganın yalnızca bir kısmını uyarladı ve önemli karakter gelişimleri başlamadan sona erdi. İki sezonluk bir klasik olabilecekken, güçlü hayran desteğine ve kalıcı popülerliğine rağmen devamı gelmedi. Manga ise yıllarca devam etti, karakterleri geliştirdi ve Haruhi’ye tatmin edici romantik bir son sundu. Fakat anime onun hikâyesini yarım bıraktı ve hayranlar neredeyse yirmi yıl sonra hâlâ geri dönmesini bekliyor.
Baccano!
Baccano! kaotik bir başyapıt olarak anılıyor. Yasağın hüküm sürdüğü dönemde geçen suç fantezisi, ölümsüz gangsterler ve simyacılardan oluşan geniş bir kadroya sahipti. Doğrusal olmayan hikâye anlatımı riskli ama dahiceydi. Anime, birden fazla zaman çizelgesini ve bakış açısını keskin bir enerji ve zekâ ile bir araya getirdi. İzleyiciler dikkatle izlediklerinde ödüllendirildi ve animede benzeri olmayan bir dünya ile karşılaştılar.
Ancak yayınlanan 16 bölüm, light novelların yalnızca küçük bir kısmını uyarladı. Hikâyenin tam kapsamı için hayati öneme sahip tüm olay örgüleri ve karakterler dışarıda bırakıldı. Kült statüsüne ve eleştirel övgülere rağmen ikinci sezon hiç gelmedi. Hayranlar hâlâ yeniden canlanacağı umuduna tutunuyor, ancak şimdilik Baccano! heyecan verici ama yarım kalmış bir yolculuk olarak kalıyor. Anime ne yazık ki her şeyin gerçekten çılgınlaştığı noktada sona erdi.
Claymore
Claymore, 2000’lerin ortasında karanlık fantezi dünyası ve tamamen kadınlardan oluşan savaşçı kadrosuyla öne çıktı. Ham ve tavizsiz şiddeti de dikkat çekti. Anime, Clare adlı yarı insan yarı canavar bir askerin Yoma adı verilen yaratıklarla mücadelesini anlatıyor. Ton karanlık, aksiyon yoğun ve travmalarla dolu bir dünyada geçiyor. Claymore aynı zamanda hayranların derinlemesine ilgilenmesini teşvik eden zengin bir mitolojiye sahipti.
Ancak anime mangaya çok hızlı yetişti ve aceleyle animeye özgü bir sona yöneldi. O son bölüm, kaynak materyaldeki önemli olay örgülerini ve karakter gelişimlerini göz ardı etti ve hayranları hayal kırıklığına uğrattı. Manga ise yıllarca devam etti, daha zengin bir dünya inşası ve daha karmaşık savaşlar sundu, ancak anime hiçbir zaman başka bir sezon almadı.
