Romantik bir film, ister arkadaş buluşmaları, ister bir randevu gecesi, ister yorucu bir hafta içinde rastgele bir seçim olsun, her zaman harika bir eğlence seçeneğidir. Güney Kore, son birkaç on yılda kaliteli romantik filmler üretti ve film endüstrisinin doğuşundan bu yana bu alanda en üst sıralarda yer alıyor.
2020’lerde, Güney Kore aşk filmlerini dünya genelinde geliştirmeye ve tanıtmaya devam ediyor. Netflix gibi yayın hizmetleri ve Cannes veya TIFF gibi uluslararası kabul gören film festivalleri aracılığıyla bu filmler daha geniş kitlelere ulaşıyor. Bu on yıl, Güney Kore’nin en iyi aşk filmlerini görmemizi sağladı. Bu filmler, izleyicilerin kalbini ısıtan, yaratıcı ve unutulmaz eserler olarak türün vazgeçilmezleri haline geldi. Aşağıda, hikayeleri, oyunculuk performansları ve daha fazlası göz önünde bulundurularak en az beğenilenden en çok beğenilene doğru sıralanan 12 en iyi Güney Kore romantik filmi yer alıyor.
Wish You
Wish You, Güney Koreli bir plak şirketinde çalışan utangaç bir klavyecinin (Sang Lee), yakışıklı bir sokak sanatçısı (Kang In Soo) ile tanışmasını konu alır. Klavyeci, müzisyenin performansını menajerine gösterir ve ona müzik dünyasında bir şans sunarken kalbinde de yer açar.
Wish You, büyüleyici fotoğrafçılığı ve etkileyici müzikleriyle izlenmeye değer birkaç Güney Kore LGBTQ+ filminden biridir. Hikayenin tam olarak gelişmemiş olmasına rağmen, başrollerin kimyası ve oyunculuk performansları izleyiciyi etkiler. Romantik filmleri seven herkes bu tatlı filmi beğenecektir. Oyuncuların ekrandaki kimyası filmi daha çekici kılıyor.
Double Patty
Double Patty, hayallerinin peşinden gitmeye çalışan iki gencin hikayesini anlatır: Hyun Ji (Irene), yayıncı olmayı hayal eden ve bir hamburger dükkânında yarı zamanlı çalışan bir kız, ve Woo Ram (Shin Seung Ho), sakatlık geçirdikten sonra profesyonel sporcu olma hayallerinden vazgeçmek zorunda kalan bir gençtir. Woo Ram, hamburger restoranına gelir ve Double Patty sipariş eder, böylece yolları kesişir.
K-pop grubu Red Velvet’in bir üyesi olan Irene, ilk sinema filminde parlıyor ve başrol oyuncusuyla güçlü bir kimya sergiliyor. Ayrıca, filmin harika müzikleri ve iştah açıcı yemek sahneleri, gençlerin ilhamlarını ve hayat yollarını keşfederken filmi zarif ve etkileyici bir hale getiriyor.
Serve the People
1970’lerde kurgusal bir sosyalist ülkede geçen Serve the People, örnek bir asker olan Moo-Kwang’ın (Yeon Woo-jin) hikayesini anlatıyor. Moo-Kwang, Tümen Komutanı’nın özel şefi olarak görev yapar, ancak Tümen Komutanı iş seyahatine çıktığında, komutanın genç karısı Soo-Ryun (Ji An), Moo-Kwang’a karşı cazibesini kullanarak ona karşı bir çekim yaratır ve Moo-Kwang, kişisel hedefleri ve ilkeleri arasında bir çatışmaya girer.
Serve the People, hikayeyi diyaloglardan çok renkler, müzik ve karakter hareketleriyle anlatıyor. Film, yasak aşkı stilize sahnelerle başarılı bir şekilde aktarıyor. Tam olarak mükemmel bir film olmasa da, farklı bir romantizm arayan izleyiciler için keşfedilmesi gereken bir yapım.
Love and Leashes
Gyeoul’un webtoonu Moral Sense’den uyarlanan Love and Leashes, Netflix’te yayınlanan, Park Hyun-jin’in yönettiği bir romantik komedi filmidir. Film, BDSM fantezileri olan bir kadının (Seohyun), iş arkadaşının bu sırrını öğrenmesinin ardından, onunla karşılıklı rızaya dayalı bir ilişki kurmasını konu alır.
Love and Leashes, BDSM’yi gerçekçi ve saygılı bir şekilde ele alarak dikkat çekiyor ve rızanın ve karşılıklı saygının önemini vurguluyor. Netflix’in en iyi Kore romantik komedilerinden biri olan film, çekici başrolleri ve farklı yaklaşımıyla izlenmeye değer.
Sweet & Sour
Sweet & Sour, Japon yazar Kurumi Inui’nin romanı Initiation Love’dan uyarlanan bir film olup, bir çiftin, kariyer ve kişisel hedefleri yüzünden uzak mesafeli ilişkilerini sürdürme mücadelesini konu alır. Filmde ayrıca bu türdeki filmlerden beklenen heyecan verici bir sürpriz de yer alıyor.
Sweet & Sour, modern ilişkilerin zorluklarını ve sevinçlerini gerçekçi bir şekilde ele alıyor. Film, izleyicilere yeni bir deneyim sunarak kişisel ve profesyonel yaşamları dengelemek konusunda derinlemesine bir bakış sunuyor. Başrollerin duygusal performansları, filmde aşkın hem mutluluğunu hem de acısını etkileyici bir şekilde sergiliyor.
New Year Blues
New Year Blues, Yeni Yıl’dan bir hafta önce geçen ve dünyanın dört bir yanından dört çiftin hayatlarındaki büyük değişimlerle yüzleşmesini konu alıyor. Bazıları uluslararası evliliklere hazırlanırken, bazıları kariyerlerinde başarı yakalayıp evlenme teklif ediyor, bazıları ise zor bir ayrılık yaşıyor veya eski eşleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor.
New Year Blues, hafif ve duygusal bir film olup, izleyicilerin kolayca kendilerini bulabilecekleri sahneler içeriyor. Filmde ayrıca Buenos Aires ve Kore sahilleri gibi güzel yerlerde çekilmiş sahneler de mevcut.
Ditto
2000 yapımı aynı isimli filmden yeniden uyarlanan Ditto, 1999 yılında yaşayan üniversite öğrencisi Kim Yong (Yeo Jin-goo) ile 2022’de aynı üniversitede okuyan Moo-neui’nin (Yi-Hyun Cho) hikayesini anlatıyor. İki genç, 1999 ve 2022’deki tam ay tutulması sırasında gizemli bir şekilde radyo üzerinden iletişim kurmaya başlar ve birbirlerinin aşk ve dostluk hikayelerini paylaşır.
Ditto, 90’ların nostaljik atmosferini ekrana başarıyla taşırken, zaman yolculuğu temasıyla izleyicilere romantik bir deneyim sunuyor. Genç oyuncuların performansları, izleyicilere romantizmin en güzel örneklerinden birini sunuyor.
Josée
Josée, kitapları ve viskiyi seven, büyükannesiyle yaşayan başkahraman Josée’nin (Han Ji-min), hayatının genç bir adam olan Young Seok’un (Nam Joo-hyuk) gelişiyle değişmesini konu alır. Film, Japon yapımı Josée, the Tiger and the Fish’in yeniden uyarlamasıdır.
Orijinal versiyonu izleyenler, Josée’nin orijinalin ruhunu koruduğunu görmekten memnun kalacaklardır. Film, karakterlerin ilişkisini yavaş yavaş geliştirir ve izleyicilere karakterleri tanımak için daha fazla zaman verir.
Endless Rain
Diğer adıyla Waiting for Rain, Endless Rain, hayali olmayan ve üniversiteye gitmek için çalışan genç adam Young-ho (Kang Ha-neul) ile çocukluk arkadaşı Young-ho’nun kız kardeşi So-hee (Chun Woo-hee) arasındaki mektuplaşmayı konu alır. So-hee, hasta olan kız kardeşinin yerine mektuplara yanıt vermeye başlar. Yavaş yavaş, ikili arasında duygusal bir bağ gelişir.
Filmin gücü, küçük sevgi dokunuşları ve genel sıcaklığıyla izleyicilerin kalbini ısıtmasında yatıyor. Waiting for Rain, izleyicilere kelimelerin gücünü ve iki kalbi nasıl bir araya getirdiğini anlatan dokunaklı bir Güney Kore filmidir. Filmde zaman atlamaları oldukça sık gerçekleşse de, bu karmaşıklık izleyicilere kusursuz ve sürükleyici bir deneyim sunar. Hikaye ilerledikçe, filmin adının önemi de giderek açığa çıkar ve tatmin edici bir sona ulaşır.
Soulmate
Adından da anlaşılacağı gibi, Young-Keun Min’in yönettiği bu Kore romantik filmi, aynı yıl doğan iki kadın, Mi-so (Kim Da-mi) ve Ha-eun (Jeon So-nee) arasındaki ruh eşi ilişkisini ve bunun iniş çıkışlarını ele alır. İkili, büyüme sürecinde karşılarına çıkan kalp kırıklıkları ve diğer zorluklarla yüzleşir. Ancak Ha-eun, gençlik yıllarında sınıf arkadaşı Jin-woo’ya (Byeon Woo-seok) âşık olunca, ilişkileri sınanır.
Her ne kadar “queer alt tonları” bulunsa da, Soulmate bir LGBTQ+ filmi olarak değerlendirilemez. Yine de, iki genç kadın arasındaki gerçek bir bağı çok gerçekçi bir şekilde tasvir eder ve dostluklarını kutlar. Aynı adlı Çin filminden uyarlanmış olup, duygusal bir izleme deneyimi sunar ve 2020’lerin en iyi Kore aşk filmleri arasında yer almayı hak eder.
20th Century Girl
1999 yılında geçen 20th Century Girl, 17 yaşındaki lise öğrencisi ve yetenekli bir taekwondo pratikçisi olan Bo-ra’yı (Kim Yoo-jeong) takip eder. Bo-ra, platonik aşk yaşayan en iyi arkadaşı için popüler bir öğrenciyi yakından izlemeye başlar, ancak beklenmedik bir şekilde ona aşık olur.
20th Century Girl, gençlik coşkusunu ve ilk aşkın beraberinde getirdiği yoğun duyguları mükemmel bir şekilde yansıtır. Ayrıca, Güney Kore’nin sakin manzaraları eşliğinde film, karakterleri huzurlu bir ortamda duygusal yolculuklarına çıkarır. Filmin ilk yarısı, etkileyici müzikleri ve büyüleyici sahneleriyle izlenmeye değer. Hikaye, sürpriz bir dönemeçten sonra dramatik bir hal alsa da, film özellikle ilk yarısıyla izlenmeyi hak ediyor.
Decision to Leave
Oldboy ve Stoker’ın ünlü yönetmeni Park Chan-wook’un yönettiği Decision to Leave, bir dedektifin (Park Hae-il) son cinayet vakasında baş şüpheli olan gizemli bir dul kadına (Tang Wei) karşı duygular beslemesini konu alıyor. Film, eleştirmenlerce beğenilen bir gerilim ve romantizm hikayesidir.
Temelde, Decision to Leave bir aşk hikayesidir ve fiziksel bir yakınlık sahnesi olmadan son derece duygusal bir film sunar. Akıllıca tasarlanmış, gerilim dolu yüzleşmeler, modern teknoloji kullanımı ve beklenmedik hikaye dönemeçleriyle izleyiciyi büyüler. Park Chan-wook, tipik gerilim tarzının, etkileyici bir aşk hikayesi anlatma yeteneğinin önüne geçmesine izin vermez. Tang Wei ve Park Hae-il’in oyunculukları ise baştan çıkarıcılığı yeni bir boyuta taşır.