High School DxD Tarzı Animeler, Sıralı

High School DxD Tarzı Animeler
High School DxD Tarzı Animeler

Harem ve Ecchi türünün en ikonik klasiklerinden biri olan High School DxD, birçok kişi tarafından aksiyon-komedi ecchi türünün altın standardı olarak kabul edilir. Serinin tartışmalı cüretkarlığı ve zaman zaman rahatsız edici fan servis sahnelerine rağmen, ecchi severler arasında büyük bir hayran kitlesi toplamış ve orijinal hafif romanının çıkışından 16 yıl sonra bile ilgi görmeye devam etmiştir.

Sapkın bir lise öğrencisi olan Issei Hyoudou’nun, Kuoh Akademisi’nin en güzel kızı ve numarası olan Rias Gremory’nin hizmetkârı haline gelerek absürt derecede çekici şeytanlar ve meleklerin dünyasına adım atmasını konu alan hikaye, yalnızca harem hayranlarına hitap etmekle kalmıyor; aynı zamanda etkileyici aksiyon sahneleri, çeşitli karakterleri ve gerçekten sürükleyici bir hikaye ile türün genellikle yüzeysel olarak görülen sınırlarının ötesine geçiyor.

High School DxD tarzı animeler, harem komedisindeki dürüst yaklaşımları ve ecchi türünün yüzeysel geleneklerinin ötesine geçme cesaretleriyle dikkat çekiyor. Bu tarzı sevenler, aşağıdaki benzer serilerde yeni favorilerini bulabilirler.

High School of the Dead

High School of the Dead

Sadece adıyla değil, içeriğiyle de High School DxD’ye benzeyen High School of the Dead (HotD), ecchi türünün kült klasiklerinden biridir. Ancak, harem unsurlarını doğaüstü bir aksiyonla birleştirmek yerine, HotD ecchiyi zombi istilası altındaki bir kıyamet sonrası dünyaya taşır. High School of the Dead, aksiyon ve fan servis karışımıyla tanınır ve bu alanlarda beklentileri fazlasıyla karşılar.

HotD, harem anime standartlarına göre oldukça yüksek kaliteli animasyonu ve abartılı aksiyon sahneleriyle öne çıkar. Animenin distopik arka planını sonuna kadar kullanan ve aynı derecede abartılı fan servis ögeleriyle harmanlayan yapısı, bir korku temasını vahşi ve eğlenceli bir maceraya dönüştürmeyi başarır. Bu özellikleriyle High School of the Dead, hem aksiyon hem de ecchi severlerin keyif alabileceği bir anime olarak dikkat çeker.

So I Can’t Play H!

So I Can't Play H!

High School DxD’ye en çok benzeyen animelerden biri olan So I Can’t Play H! (Boku-H), sapkın ama iyi kalpli bir genç olan Ryousuke Kaga’yı konu alır. Ryousuke, Ölüm Tanrıçası Lisara ile yaptığı talihsiz bir anlaşma sonucu cinsel enerjisini kaybeder. Tıpkı DxD gibi, bu anime de fan servis sahneleri konusunda çekincesizdir ve kendini cüretkar bir şekilde ifade eder. Ancak, Boku-H, karakterlerine — özellikle de erkek ana karakterine — daha fazla odaklanarak kendini diğerlerinden ayırır.

Harem komedilerindeki kahramanlar genellikle sığ ve izleyicinin kendini yerine koyabileceği bir “şablon” karakter olma eğilimindedir. Ancak Ryousuke, gerçekten sevilesi kişiliğiyle bu klişeden sıyrılır. Güvenilir, dürüst ve kadınlara ilgi duyan bir karakter olmasına rağmen rahatsız edici bir izlenim bırakmaz. Ryousuke’nin dikkat çekici karakter gelişimi ve etrafındaki kızlarla kurduğu eğlenceli etkileşimler, Boku-H’yi mutlaka izlenmesi gereken bir anime haline getiriyor.

The Qwaser of Stigmata

The Qwaser of Stigmata

Karanlık ve kanlı dünyasıyla The Qwaser of Stigmata, doğa elementlerini kontrol edebilen qwaser adlı savaşçıların güçlerini ve mücadelelerini konu alır. Serinin büyü sistemi başta sıradan görünse de, qwaserların güçlerini yenileme şekli, The Qwaser of Stigmata’yı ecchi anime türünün en absürt ve eğlenceli örneklerinden biri haline getiriyor.

Demir elementini kontrol eden soğukkanlı ana karakter Sasha, güçlerini çeşitli kızlardan emzirilerek yenilerken, diğer qwaserlarla savaşır ve bu sırada kendi haremiyle lise hayatının eğlencelerini yaşamaya devam eder. The Qwaser of Stigmata’daki aksiyon sahneleri High School DxD’ye kıyasla çok daha şiddetlidir ve ecchi ögeleri oldukça açık bir şekilde işlenmiştir. Bu da seriyi, DxD’yi biraz hafif bulan izleyiciler için mükemmel bir seçim haline getiriyor.

Harem in the Labyrinth of Another World

Harem in the Labyrinth of Another World

Yenilikçi ve entelektüel animelerde bulunan tüm değerlerin yanı sıra, çoğu hayranın harem türünde en çok takdir ettiği şey, bu türün sade bir eğlence anlayışını utanmazca benimsemesidir. High School DxD’deki “cüretkarlık”, Harem in the Labyrinth of Another World için de tanımlayıcıdır. Zira bu anime, içeriği hakkında her şeyi zaten başlığında anlatıyor.

Lise öğrencisi Michio Kaga’nın başka bir dünyadaki maceraları pek de olağanüstü değildir. Ancak Labyrinth of Another World, bu basitliğini ustalıkla avantaja çevirir ve görsel açıdan etkileyici, tamamen fan servis odaklı bir fantezi dünyası sunar. Anime, başka bir şey olmaya çalışmadan, doğrudan izleyicisine hitap eden bir deneyim yaşatmayı başarır.

Trinity Seven

Trinity Seven jpg

Trinity Seven, gizemli bir büyüsel olayın ana karakter Arata Kasuga’nın memleketini yok etmesiyle başlar. Bu trajediyi araştırma ve her şeyi eski haline döndürme arzusu, Arata’yı büyü üzerine eğitim veren Royal Biblia Academy adlı sihirli bir liseye götürür. İşte Arata’nın doğaüstü macerası burada başlar. Tıpkı High School DxD gibi, Trinity Seven da izleyicilere harem türü için oldukça standart bir başlangıç sunar.

Ancak her iki anime de harem formülüne küçük dokunuşlar yaparak kendini özgün hale getirir ve türün çekici yönlerini kaybetmeden farklılaşır. Trinity Seven’da bu farkı yaratan olumlu değişiklik, ana karakter Arata’dır. Çoğu harem kahramanının aksine, Arata yetenekli, çekici ve kadınlara olan sevgisini utanmadan dile getiren bir karakterdir. Bu da serinin fan servisinin daha az yüzeysel ve yapay olmasını sağlar, onu türün dikkat çeken örneklerinden biri haline getirir.

Anti-Magic Academy: 35th Test Platoon

Anti Magic Academy 35th Test Platoon

Büyü karşıtı savaşçıları eğitmek için kurulan bir okulda geçen Anti-Magic Academy: 35th Test Platoon, büyü tehditlerini ölümcül yöntemler kullanmadan ortadan kaldırmayı amaçlayan İnşizitörler yetiştirir. Harem türü animeler arasında hikayeyi ciddiye almasıyla nadir bir örnek olan bu anime, tıpkı High School DxD gibi doğaüstü evrenini derinlemesine keşfetmeye odaklanır.

Ancak Anti-Magic Academy, harem romantizmi yönünü de görmezden gelmez ve 35. Test Timi’nin Akademi’nin en alt seviyesinden yükselmesine odaklanırken, unutulmaz karakterlerine de aynı derecede özen gösterir. Timin lideri Takeru Kusanagi ve kadın yol arkadaşları, temsil ettikleri klişelerden çok uzaklaşmasa da, böyle dinamik ve umut vaat eden bir ortamda yer aldıklarında, türün eskimiş klişeleri bile beklenmedik şekilde parlamayı başarır.

Kanokon: The Girl Who Cried Fox

Kanokon The Girl Who Cried Fox

High School DxD’nin fan servisinin hafif olduğunu söylemek zor, ancak Kanokon: The Girl Who Cried Fox, ecchi türünü bir adım öteye taşıyor. Seri, sıradan bir lise öğrencisi olan Kouta Oyamada’nın hikayesini takip ediyor. Kouta, bir tilki yokai olan Chizuru ve bir kurt ruhu olan Nozomu başta olmak üzere, büyüleyici doğaüstü varlıkların dikkatini çeken bir genç olarak kendini beklenmedik bir durumun içinde buluyor.

Kanokon, hikaye ya da karakter gelişimi açısından yenilikçi olmasa da, izleyiciyi asla sıkmayan karakter etkileşimleri ve özenle hazırlanmış fan servis sahneleriyle eğlendirmeyi çok iyi başarıyor.

Yosuga no Sora

Yosuga no Sora

Harem türü, özellikle High School DxD gibi popüler örnekleriyle, anime topluluğunda sık sık tartışmalara yol açar. Bu türün en dikkat çekici örneklerinden biri olan Yosuga no Sora ise kesinlikle herkese hitap eden bir yapım değildir. Ancak, ahlaki belirsizliklere açık olan ve sıradan suçlu zevklerin ötesine geçmeyi tercih eden izleyiciler, bu tartışmalı hikayeyi ilgi çekici bulabilir.

Dram ve çatışmaya odaklanan, doğrudan bir ecchi harem olarak tanımlanabilecek Yosuga no Sora, erkek baş karakter Haruka ile ikiz kardeşi Sora arasındaki serbest ilişki nedeniyle en çok eleştirilen yapımlardan biridir. İkizler arasındaki açıkça romantik bağ, birçok izleyici için haklı olarak bir “sınır çizgisi” olabilir. Yine de, dizinin bu bağı ve bunun hem kardeşler hem de çevrelerindeki insanlar üzerindeki yıkıcı etkilerini beklenmedik bir derinlikle ele alması, Yosuga no Sora’nın kendine has bir değer katmasını sağlar.

To LOVE-Ru

To LOVE Ru 1 jpg

Hem kalite hem de popülerlik açısından High School DxD ile kıyaslanabilecek nadir bir harem anime olan To LOVE-Ru ve onun daha çok beğenilen devam serisi To LOVE-Ru Darkness, ecchi türünden beklenen her şeyi mükemmel bir şekilde bir araya getirir — sevimli karakterler, inanılmaz bir mizah, gerçekten sürükleyici bir hikaye ve bolca fan servis.

Anime, sıradan bir lise öğrencisi olan Rito Yuuki’nin, kelimenin tam anlamıyla kafasına düşen güzel bir uzaylı prenses Lala ile yaşadığı maceraları konu alır. Lala’nın beklenmedik gelişi, Rito’nun hayatına hem sıradan hem de dünya dışı pek çok kızın girmesine neden olur. Rito’nun yeni hayatına uyum sağlama çabalarını izleyen To LOVE-Ru, hafif, eğlenceli ve duygusal anlarında gerçekten dokunaklı bir hikaye sunar. Harem türünü seven herkes için mutlaka izlenmesi gereken bir seridir.

The Testament of Sister New Devil

The Testament of Sister New Devil

High School DxD ile The Testament of Sister New Devil arasında birçok benzerlik kurmak mümkündür; her iki anime de baş karakterin baştan çıkarıcı şeytanlarla yaşadığı maceralara odaklanır. Ancak, Basara Toujou’nun hikayesi biraz daha karmaşıktır. Basara, yeni üvey kız kardeşleri olan succubus Mio ve Maria ile bir arada yaşarken, aynı zamanda eski bir şeytan avcısı kahraman olması nedeniyle zorlu bir geçmişle yüzleşir.

Tıpkı DxD gibi eğlenceli ve cesur bir yapıya sahip olan The Testament of Sister New Devil, yine de kendine özgü bir kimlik kazanır. Bunun nedeni, ana karakterinin eşsizliği ve Basara’nın, şeytani kız kardeşlerini korumaya yemin ettikten sonra karşılaştığı zorluklarla mücadele etmesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir