Ruhların Kaçışına benzeyen animeler mi arıyorsunuz? Ruhların Kaçışı, efsanevi Studio Ghibli’nin en sevilen anime filmlerinden biridir. Ailesiyle birlikte yeni bir eve giderken, somurtkan 10 yaşındaki Chihiro terk edilmiş bir lunaparkta durur. Ailesi domuza dönüştüğünde, farkında olmadan ruhlar dünyasının bir parçası olduklarını anlar. Hikâye muhteşem animasyonuyla ve harika anlatımıyla tarihin en büyük anime filmlerinden biri olarak kabul edilir. Peki, Ruhların Kaçışı’na benzeyen başka animeler de var mı?
Eğer Studio Ghibli’nin büyüsünü ve hayal gücünü yaşamak istiyorsanız, mutlaka Howl’s Moving Castle (Yürüyen Şato) adlı fantastik romantik anime filmi izleyin. Ghibli’nin diğer filmleri de çoğunlukla kendi benliğini keşfetme yolculuğundaki kadın kahramanları konu alır ve bu filmleri izlemek benzer bir deneyim sunar. Ruhların Kaçışı’na benzeyen diğer uzun metrajlı animeler arasında Mushishi ve Natsume’s Book of Friends yer alıyor. Hotarubi no Mori e ve Children Who Chase Lost Voices da Chihiro’nun hikâyesine benzer temalar taşır.
Yürüyen Şato
Studio Ghibli’nin her filmini bu listeye dâhil etmek stil benzerlikleri açısından kolay olurdu; ancak biz yalnızca birine odaklanıyoruz: Yürüyen Şato (Howl’s Moving Castle).
Tıpkı Ruhların Kaçışı gibi, Yürüyen Şato da sıradan hayatından memnun olmayan bir kadın karakteri konu alır. Şapka dükkânında çalışan genç bir kadın olan Sophie, o kadar ciddidir ki gençliğinin tadını çıkaramamaktadır. Eksantrik bir büyücü olan Howl ile tanıştıktan ve kelimenin tam anlamıyla yaşlı bir kadına dönüştükten sonra, onu mutluluğa giden yola çıkaran büyülü bir yolculuğa başlar.
Benzer şekilde, büyülü bir dünyada vakit geçirmek Chihiro’nun da günlük yaşamında şükran, hayranlık ve neşe duyguları geliştirmesine yardımcı olur.
The Ancient Magus’ Bride
Ruhların Kaçışı’ndaki Chihiro ile The Ancient Magus’ Bride’daki Chise’nin ortak noktaları benzer isimlerinden çok daha fazlasıdır. İkisi de animelerine hayatlarından memnun olmayarak başlar — ancak Chihiro’nun taşınmaya duyduğu hoşnutsuzluk, Chise’nin ebeveynlerinin ölümünden sonraki derin mutsuzluğuyla aynı kategoriye girmez.
Her ikisi de daha önce hayal bile edemedikleri büyü dolu dünyalara adım atar. Bu büyü, hem tehlikeli hem de güzeldir; onların kendilerini daha derin bir düzeyde anlamalarına ve daha güçlü bireyler haline gelmelerine yardımcı olur. Ayrıca ikisi de tam anlamıyla insan olmayan birine âşık olur.
Chihiro gerçek hayatına yenilenmiş bir benlik duygusuyla dönerken, Chise büyülü dünyadaki yaşamına devam eder. Ancak ikisi de benzer yolculuklardan geçer.
Hotarubi no Mori e
Hotarubi no Mori e, Japon mitolojisine dayanan doğaüstü bir aşk hikâyesidir. Ruhların Kaçışı tamamen romantizmle özetlenemese de, Chihiro ile Haku arasındaki ilişki hikâyenin önemli bir parçasıdır — ve Hotaru ile Gin arasındaki ilişkiyle birçok ortak noktası vardır.
Hem Chihiro hem de Hotaru, ruhlar dünyası hakkında çok az deneyimi olan genç insan kızlarıdır. Gin ve Haku ise ruhsal dünyanın ayrılmaz bir parçasıdır. Her iki durumda da bir insan ile bir ruh âşık olur, fakat farklı dünyalara ait oldukları için gerçekten bir arada olamazlar.
Natsume’s Book of Friends
Natsume’s Book of Friends, büyükannesinin ona sihirli bir kitap bıraktığı genç bir adamın hikâyesini anlatır. Kitapta adı yazılı olan tüm yōkai (iblisler), Natsume’nin kontrolü altındadır. Bu yüzden özgürlüklerini geri isteyen yōkailer tarafından sürekli olarak takip edilir. Natsume ise hayatını onları özgür bırakmaya adamaya karar verir — ancak bu süreçte çok fazla yardıma ihtiyacı olacaktır.
Tıpkı Ruhların Kaçışı’nda olduğu gibi, Natsume’s Book of Friends de genç bir insanın tamamen anlamadığı bir mitoloji dünyasına fırlatılmasını konu alır. Buna rağmen Natsume, bu yolculukta ilerlemeye kendini adamıştır.
Mushishi
Eğer benzer mitolojik temellere sahip ama kahramanı yetkin ve bilgili bir yetişkin olan bir anime arıyorsanız, Mushishi’yi izlemeyi denemelisiniz. Ginko, insanların çoğunlukla uyum içinde yaşadığı fakat hastalıklara, zaman kaymalarına ve ani büyülü güç patlamalarına da yol açabilen gizemli varlıklar olan mushi’lerin neden olduğu sorunları çözme işindedir.
Mushishi, kahramanından çok kurduğu dünyayı geliştirmeye odaklanır; ancak Ginko’nun kişisel gelişimine adanmış birkaç bölüm de vardır. Bu da Ruhların Kaçışı ile daha fazla karşılaştırma yapılmasına imkân tanır.
The Boy and the Beast
Dokuz yaşındaki Ren’in annesi öldükten ve babası ortadan kaybolduktan sonra, kendini sokaklarda hayatta kalmaya çalışırken bulur. Hayatı, Shibuten diyarından gelen bir savaşçı olan Kumatetsu’nun onu çırağı yapmaya karar vermesiyle dramatik biçimde değişir.
Başlangıçta Ren, hem bu yeni dünyanın varlığını hem de kendisine yüklenen yeni sorumlulukları anlamakta zorlanır. Ancak sahip olduğunu bilmediği dayanıklılık ve zihinsel güç sayesinde yeni dünyasını anlamlandırmaya ve içindeki insanlarla anlamlı ilişkiler kurmaya başlar. Yine de en nihayetinde kendi dünyasına dönmeyi arzular.
Tüm ayrıntılar bire bir örtüşmese de, Ren’in yolculuğu Chihiro’nunkine çarpıcı derecede benzerlik gösterir.
Hoshi wo Ou Kodomo
Makoto Shinkai’nin Hoshi wo Ou Kodomo, hem büyüleyici mistik atmosferi hem de kadın kahramanın erginleşme yolculuğuna odaklanması nedeniyle sık sık Studio Ghibli’nin eserleriyle karşılaştırılır. Ghibli külliyatındaki birçok filmle benzerlik taşısa da, en çok Ruhların Kaçışı ile kıyaslanır.
Bunun nedeni, Asuna Watase’nin yalnız bir hayat süren genç bir kız olması ve sıradan yaşamının, radyosunu tuhaf ve hüzünlü bir melodi çalan bir istasyona çevirdiğinde aniden altüst olmasıdır. Çok geçmeden Asuna, onu bambaşka bir büyülü dünyaya sürükleyen Shun adında gizemli bir çocuk tarafından kurtarılır. Bu yeni dünyada hayatta kalabilmek için Asuna, kendi içinde güç bulmak zorundadır.
A Letter to Momo
Momo’nun babası vefat ettikten sonra, annesiyle birlikte Tokyo’dan ayrılarak Seto İç Denizi’ndeki ıssız bir adaya taşınır. Babasının yasını tutmak ve kırsal yaşama alışmak yeterince zor olsa da, Momo’nun uğraşması gereken başka sorunları da vardır.
Öncelikle çözmesi gereken bir gizem vardır: Babası ona hiçbir şey yazılmamış, yalnızca “Sevgili Momo” sözlerinin bulunduğu bir mektup bırakmıştır. İkinci olarak ise, kasabada sorun çıkaran üç tuhaf yōkai ile uğraşmak zorunda kalır.
Momo’nun hem kişisel hayatıyla hem de büyülü güçlerle mücadelesi, Chihiro’nun hamamda çalışırken eve nasıl döneceğini bulmaya çalışmasına güçlü bir benzerlik taşır.
Hanasaku Iroha
Eğer hamam çalışanlarının yaşamına odaklanan bir başka anime izlemek istiyor ama Ruhların Kaçışı’nın sunduğundan daha gerçekçi bir yorum tercih ediyorsanız, Hanasaku Iroha’ya göz atmalısınız.
Başlangıçta Ohana Matsumae, büyükannesinin işlettiği hanede çalışmaktan pek memnun değildir — annesi tarafından orada bırakıldıktan sonra buna sevinmesi de pek mümkün değildir. Ancak zamanla iş arkadaşlarını tanıdıkça ve orada çalışmaktan keyif almaya başladıkça, hem hanenin gelişimiyle hem de kendi kişisel gelişimiyle gurur duymaya başlar.
Bu iki anime yalnızca benzer bir mekâna sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda genç bir kızın sıkı çalışmayla olgunlaşma sürecini de konu alır.
The Eccentric Family
Eğer Ruhların Kaçışı’nda sizi en çok heyecanlandıran şey insanlar ile mitolojik yaratıkların etkileşimiyse, The Eccentric Family tam size göre olabilir. Ruhların Kaçışı gibi, The Eccentric Family de insanların büyülü topluluklarla ilişkilerinden doğan çatışmaları konu alan, harika animasyonlara sahip bir hikâyedir.
En büyük fark ise, bu hikâyedeki insan karakterin tüm dizideki en karanlık figürlerden biri olmasıdır. Ayrıca kahramanların çoğu, diledikleri her şeye dönüşebilen rakun benzeri canlılar olan tanukilerdir.
Her iki anime de karakterlerinin duygusal gelişimine yoğun biçimde odaklanır. Ancak Chihiro, Yasaburo’dan çok, onun kardeşlerine daha fazla benzerlik gösterir.
Brave Story
Wataru’nun babası gizemli bir şekilde ortadan kaybolduktan ve annesi ciddi şekilde hastalandıktan sonra, bu trajik sonuca boyun eğmeyeceğine karar verir. Arkadaşı Mitsuru ona canavarlarla dolu büyülü bir diyara açılan bir kapı gösterdiğinde, tereddüt etmeden içeri adım atar.
Tıpkı Chihiro gibi, Wataru da ailesini kurtarmak istiyorsa hem korkutucu hem de harikulade olan bir büyüyle yüzleşmek zorundadır.
Welcome to THE SPACE SHOW
Bir çocuk kendini garip ve yabancı bir dünyada bulur. Oradayken daha önce hiç karşılaşmadığı olağanüstü yaratıklarla tanışır ve hayatta kalabilmek için çalışmak zorunda kalır. Maceralarından fayda sağlasa da, nihai hedefi güvenli bir şekilde eve dönmektir.
Bunun Ruhların Kaçışı’na benzediğini düşünüyorsanız, yanılmıyorsunuz — ama aynı zamanda 2010 yapımı Welcome to THE SPACE SHOW filmini de çağrıştırıyor. Bu filmde beş ilkokul öğrencisi, köpeğe benzeyen bir uzaylıya yardım ettikleri için ödül olarak aya yapılan bir yolculuğa çıkar. Orada hem mutluluk hem de zorluklar yaşayacak ve yol boyunca kendileri hakkında bir şeyler öğreneceklerdir.
Oblivion Island: Haruka and the Magic Mirror
Eğer Ruhların Kaçışı’nı seviyorsanız, bu gözden kaçmış CGI harikasını da büyük ihtimalle seveceksiniz. Vefat eden annesinin ona verdiği aynayı bulmak için dua eden Haruka’nın duaları, kendini Oblivion’da bulmasıyla yanıtlanır. Burası, kaybolmuş veya terk edilmiş eşyaların yeni hayatlar sürmek için yaşadığı bir yerdir.
Bu dünya, Chihiro’nun kendini içinde bulduğu dünya kadar görsel açıdan büyüleyici olmasının yanı sıra aynı zamanda benzer bir büyü ve tehlike havası da taşır. Chihiro gibi, Haruka da gerçek hayatına geri dönmenin bir yolunu bulmak zorundadır. Ancak büyülü dünyada öğrendiklerini ömrünün geri kalanına da taşıyacaktır.
