Keşif Asya
Animeler uzun zamandır hikaye anlatımının en çeşitli biçimlerinden biri olmuştur. Gönül neyi arzuluyorsa, muhtemelen onunla ilgili bir anime vardır; ister iblislere karşı kılıç dövüşü ister günü kurtaran sihirli kızlar olsun, herkesin iştahını kabartacak bir anime serisi. Peki ya animelerde LGBTQ+ temsili? Animedeki Queer temsili, toplumsal normlar ve beklentilerle birlikte gelişerek büyüyor ve değişiyor.
Anime endüstrisi anlattığı hikayelerde daha kapsayıcı hale geldikçe, düzgün bir şekilde yapılan Queer temsilinin önemi daha önemli hale geliyor. Eski animeler Queer temsillerini ince karakterizasyonlar yoluyla getirme eğilimindeyken, yeni seriler daha açık sözlü anlatılar anlatmayı daha kolay buluyor. Gay ve Lezbiyen romantizmi, Biseksüel karakter aşkları, cinsiyet kimliği ve transseksüel meseleler, karakterleri parodi veya saldırgan stereotipler gibi hissetmeden animenin bir şekilde keşfettiği şeylerdir. İşte sizlere hazırladığımız Queer Anime listesi ❤️
My Next Life as a Villainess: All Routes Lead to Doom!
LGBTQ+ karakterler, hem anime hem de diğer hikaye anlatımı biçimlerinde genellikle cinsellikleri ön planda olacak şekilde temsil edilebilir; bu karakterlerin hikayeleri, cinsel kimlikleriyle karşılaştıkları engeller ve gerçek benlikleri olmanın getirdiği mücadeleler etrafında döner. My Next Life as a Villainess animesinde durum böyle değil: Tüm Yollar Kıyamete Çıkar! Anime, Katarina Claes’in en sevdiği otome oyununa ışınlanmasını ve kısa sürede oyunun korkunç bir sonu olan antagonisti olarak reenkarne olduğunu fark etmesini konu alıyor.
Biseksüel temsiline gelince, My Next Life as a Villainess bunu incelikle yapıyor, çünkü Katarina romantik ilişkileri keşfediyor ve hem erkek hem de kadın karakterlerle animenin en büyük haremlerinden birini kuruyor ve ilişkileri platonik arkadaşlıkların ötesine geçiyor. Queer kimlik animenin ana teması değil, ancak Katarina video oyununda gezinmeye çalışırken anime boyunca devam eden bir konu. Queerlik fazla yorum yapılmadan kabul ediliyor ki bu da çok şey söylüyor.
Sakura Trick
Sakura Trick, sağlıklı ve sevimli LGBTQ+ temsiliyle dikkat çekiyor ve iki lise öğrencisinin özel arkadaşlıklarını pekiştirmek için gizli bir öpücük paylaşırken aralarındaki romantik ilişkiye odaklanıyor. Doğal olarak, bu iki kız arasında tomurcuklanan bir ilişki başlatır ve dizi boyunca ergenlik, arkadaşlık ve aşk temaları üzerinde çalışırlar.
Sakura Trick hem eğlenceli hem de komik, iki kızın cinselliklerini keşfederken yaşadıkları bir ergenliğe giriş hikayesi sunuyor. Queer temaları keşfetmede diğer başlıklar kadar derinlemesine gitmese de Sakura Trick, toplulukta sevilen bir seri haline gelen basit ve iç açıcı bir Yuri animesidir.
Given
Given, müzik ve romantizm dünyasını ustalıkla harmanlayarak, birbirlerine bağlanan ve ilham veren iki müzisyenin hikayesini anlatıyor. Gitarist Ritsuka Uenoyama ve şarkıcı Mafuyu Sato, müzik tutkuları nedeniyle bir araya gelen iki lise öğrencisidir. İkili birlikte çalıştıkça aralarındaki bağ derinleşir ve müzik dünyasının ötesine geçmeye başlar.
Given‘deki LGBTQ+ temsili, Queer karakterleri tasvir etmek için klişelere dayanmayan incelikli karakterizasyonlara sahip bir dizinin harika bir örneğidir. Given, romantizminin doğal bir şekilde gelişmesini sağlamaya kararlı ve bunu izlemek için otantik hissettiren bir şekilde başarmak için baş karakterlerinin ortak ilgisini kullanıyor. Given için bir devam filmi yolda olduğundan, şimdi bu güzel hikayenin tadını çıkarmak için mükemmel bir zaman.
Sasaki and Miyano
Sasaki and Miyano, yakın zamanda yayınlanan Queer animelerden biridir ve animenin LGBTQ + karakterlerini sevgi ve özgünlükle temsil etmede ne kadar ilerlediğini gerçekten göstermektedir. Seri, gizlice BL manga seven utangaç bir lise öğrencisi olan Yoshikazu Miyano’yu takip ediyor. Bu sırrı kendine saklamak ister, ancak bir gün sırrını öğrenci arkadaşı Shuumei Sasaki’ye açıklar.
Sasaki’nin BL manganın ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktur ve Miyano’nun kitaplarından birini okumak ister. Şaşırtıcı bir şekilde çok beğenir ve ikisi arasında benzersiz bir bağ oluşur ve aralarında bir ilişki filizlenmeye başlar. Sasaki and Miyano, hayranlarına tatmin edici bir romantizm sunarken, Queer ilişkileri gururla keşfediyor ve hatta BL mangasının anlatısının merkezi bir parçası olmasına izin veriyor.
No. 6
No. 6, ütopik şehir devleti “No. 6″nın ayrıcalıklı bir sakini olan Shion’un kaçak Nezumi’ye yardım etmesiyle distopik bir bilimkurgu hikayesine ince Queer etkiler getiriyor. Yıllar sonra ikili tekrar bir araya gelir ve No. 6‘nın baskıcı hükümet kontrolünün ardındaki sırları ortaya çıkarmak için birlikte bir göreve çıkarlar.
Anime, Shion ve Nezumi arasındaki ilişkiyi açıkça Queer olarak etiketlemese de, ikisi arasındaki hem romantik hem de duygusal bağlantıların ipuçlarıyla bu şekilde kodlanmış görünüyor. No. 6 öncelikle hükümete karşı mücadele eden karakterlere odaklanıyor, ancak harika hikaye anlatımı ve ince Queer alt tonları onu hala iyi bir Queer anime yapıyor.
Bloom Into You
Animede kadın romantizminin enfes bir tasviri olan Bloom Into You, hem lise hayatının hem de cinsellikle yüzleşmenin zorlayıcı bir keşfi. Yuu Koito, bir erkek öğrenci kendisine itirafta bulunduğunda romantizm duygularına karşılık veremediğini fark eden bir lise öğrencisidir. Tavsiye almak için güzel öğrenci konseyi başkanı Touko Nanami’ye başvurur ve Touko’nun ona kendi duygularını itiraf etmesiyle ikisi arasında filizlenen bir romantizm başlar.
Anime, Yuu’nun hemcinsine duyduğu çekimle yüzleşmesi ve bu süreçte belirsizlik ve korkuyla yüzleşmesiyle lezbiyen romantizmi nüans ve gerçekçilikle ele alıyor. Bloom Into You, genellikle göz ardı edilen bir yönelime görünürlük kazandırarak bir aro as karakteri bile keşfediyor. Anime, gençlik aşkının getirdiği kırılganlığı ve LGBTQ+ gençlerin kimliklerini keşfederken karşılaştıkları zorlukları samimi bir anlatımla birleştirerek izleyicilere özgün bir temsil sunuyor.
Doukyuusei
Doukyuusei, bir lise ortamında beklenmedik bir eşcinsel romantizmi güzel bir şekilde yakalayan bir anime filmidir. İki baş karakter, Rihito Sajou ve Hikaru Kusakabe, tamamen zıt karakterlerdir. Hikaru bir rock grubundadır ve anı yaşamayı sever, Rihito ise çok daha çekingen ve onur öğrencisidir. İkili bir koro festivaline katıldığında Hikaru, Rihito’nun yeni bir yönünü görür ve hikaye ilerledikçe ikili birbirlerine karşı hisler geliştirir.
Doukyuusei, LGBTQ+ temsilinde stereotiplere başvurmadan birbirlerine aşık olan iki sınıf arkadaşına iç açıcı bir bakış sunuyor. Doukyuusei sadece saf aşka ve Rihito ile Hikaru arasındaki bağa odaklanarak, animede eşcinsel aşkı güzel bir şekilde temsil eden zamansız ve gösterişsiz bir romantizm yaratıyor.
Paradise Kiss
Paradise Kiss‘te Yukari Hayasaka, kendisinden modellik yapmasını isteyen bir grup yetenekli moda tasarımı öğrencisiyle tanıştığında kendini sanat ve moda dünyasının içinde bulur. Paradise Kiss, modayla ilgili en iyi animelerden biridir ve aynı zamanda farklı cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine sahip, basmakalıp kalıplara sokulmamış karakterlere sahiptir. Seri ayrıca karakterlerinin queer kimliklerinin bir sonucu olarak karşılaştıkları zorluklar üzerinde durmuyor, bunun yerine karakterlerin kendilerini sevgi dolu ve destekleyici insanlarla nasıl çevrelediklerine odaklanıyor.
Paradise Kiss‘te LGBTQ+ temsili, özellikle transseksüel bir kadın olan Isabella Yamamoto ve biseksüel bir playboy olan George Koizumi için temel anlatının bir parçasıdır. Karakterler ne cinsiyet kimlikleri ya da cinsellikleriyle tanımlanıyor ne de kınanıyor ya da karikatürize ediliyorlar. Paradise Kiss, queer karakterlerine derinlik ve karmaşıklık kazandırıyor, bu da özellikle 2005’ten bir anime için canlandırıcı.
Wandering Son
Transseksüel karakterlerle anime bulmak çok zor olabilir ve bunu bu karakterlere sevgi ve özenle yapan bir anime bulmak daha da zor olabilir. Neyse ki Wandering Son, cinsiyet kimliği ve LGBTQ + bireylerin karşılaştığı mücadelelere ciddi bir bakış açısı sunuyor. Dizi, transseksüel bir kız olan Shuichi Nitori ve transseksüel bir erkek olan Yoshino Takatsuki’nin ergenlik dönemlerini ve gelişen cinsiyet kimlikleriyle yüzleşmelerini anlatıyor.
Wandering Son, transseksüel başrol oyuncularının mücadelelerini nüans ve empatiyle sunuyor ve dizi, kabul görmeye, yeni ilişkiler kurmaya ve ergenlikle başa çıkmaya çalışırken okulda birlikte geçirdikleri zamanı keşfederken gerçek mücadelelerini gösteriyor. Transseksüel olarak büyümenin zorluklarını gösterirken, dizi aynı zamanda melodram olmaktan veya aşırı üzüntüden kaçınmaya özen gösteriyor ve temalarını karakterlere hak ettikleri saygıyı veren ayakları yere basan bir şekilde sunuyor.
Yuri on Ice
Yuri on Ice, Rus antrenör Viktor Nikiforov ile tanıştığında dünyası altüst olan Japon patenci Yuri Katsuki’nin hikayesini anlatan, LGBTQ+ alt metnine sahip en iyi bilinen animelerden biridir. Dizi boyunca, artistik patinajın heyecan verici dünyası diziyi ileriye taşıyor, ancak hikaye aynı zamanda queer ilişkileri incelikle keşfetmek için zaman ayırıyor. Yuri on Ice eşcinsel bir romantizm sunuyor (ve bunu bir spor animesinde yapıyor, daha az değil) ve karakterlerin hikayelerini ve aşklarını incelik ve özenle ele alıyor, pistte ve pist dışında yaşadıkları iniş ve çıkışlara gerçek duygu ve özgünlük getiriyor.
Yuri on Ice’ı animede queer temsilinin harika bir örneği yapan bir ayrıntı, karakterlerini sansasyonelleştirmekten kaçınması, ilişkilerinde fazla çatışma bulmamayı seçmesi ve aksiyonu sporun kendisine odaklamasıdır. Karakterlerin ülkelerindeki (hem Japonya hem de Rusya) LGBTQ+ haklarının durumu göz önüne alındığında, bu karakterlerin cinselliklerinin rekabetçi buz pateni dünyasındaki yolculukları sırasında kimliklerinin sadece bir başka parçası olması şüphesiz bilinçli bir seçimdi. Viktor ve Yuri’nin sağlıklı ve destekleyici ilişkisi de takdir edilecek bir ilişki ve animede queer aşkın harika bir örneğini oluşturuyor.
