Netflixte iyi bir anime izlemek istiyorsunuz ama hangisini seçeceğinizi bilemiyor musunuz? İşte sizin için derlediğimiz, netflixte yayınlanan en iyi animeler dizileri.
Anime, kendine has türler barındıran geniş bir mecra olduğundan, önce hangi animeyi izleyeceğinize karar vermek zor olabilir. Bu yüzden Netflix’te bulunan birçok animeyi inceleyerek size en iyilerini sunduk. Bu listede herkes için bir şeyler var: Disney’in çocuksu animasyonlarından uzaklaşıp iyi bir hikayeye sahip bir şeyler izlemek istiyorsanız bu liste tam da sizin için! Benzersiz animasyonlar, yüzlerce bölüm boyunca anlatılan destansı hikayeler, kesintisiz aksiyon ve başka hiçbir yerde bulamayacağınız türden olgun karakterlere sahip seriler. İşte Netflix’teki en iyi anime dizileri.
Lookism
Aslen Park Tae-joon tarafından yazılıp çizilen bir Güney Kore webtoonu olan Lookism, çekici bir vücuttan toplumsal standartlar tarafından daha az arzu edilen bir vücuda geçiş yapabilme yeteneğine sahip bir lise öğrencisini anlatan bir anime. Oyuncular Shim Kyu-hyuck, Han Shin ve Ryu Seung-gone’un seslendirdiği Lookism, toplumsal beklentiler, gerçekçi olmayan güzellik standartları ve fiziksel görünümleri, herkesin büyürken karşılaştığı zorluklar üzerinden anlatan benzersiz bir hikaye. İç güzellik, zorbalık ve öz-sevgi hakkında birçok mesaj içeren Lookism kaçırılmayacak bir anime.
Bee and Puppycat
İlk bakışta Bee and Puppycat, bu listeye ait olmayan bir şey gibi görünüyor olabilir fakat Hamtaro veya Aggretsuko gibi aimelerle taşıdığı pek çok benzerlikten ötürü onu bu listeye almaya karar verdik. Diziye aşina olmayanlar için, yaratıcısı Natasha Allegri’nin, kendisini alternatif bir boyuta ışınlayan Puppycat adlı kedi-köpek melezi bir yaratık bulduğu ve burada başka dünyalara ait geçici işlerde çalışan Bee karakterini canlandırdığı bir animasyon Bee and Puppycat. Fishbowl Space oldukça tuhaf olsa da, Bee ve gizemli Puppycat’in içsel yolculukları samimi ve gerçekmiş hissettiriyor. Animasyon, ilginç bir hikaye örgüsüne sahip ve arkadaşlarla dizide kullanılan sözlerden alıntı yapmak için özel olarak yazılmış gibi hissettiren tuhaf karakterlerle dolup taşıyor.
Record of Ragnarok
Record of Ragnarok, Shinya Umemura ve Takumi Fukui tarafından yazılan mangadan uyarlanan Masao Ōkubo’nun yönettiği aksiyon dolu bir anime serisi. Karanlık bir fantezi dünyasında geçen bu dizi, heyecan verici maceralara ve karmaşık dövüş sanatlarına odaklanıyor. İnsanlığın hayatta kalması için büyük bir dövüş turnuvasının hikayesini anlatan Record of Ragnarok, çeşitli mitolojik figürlerin ve tanrıların nasıl yok olmaktan korunmak için savaştığını gösterir. Miyuki Sawashiro, Tomoyo Kurosawa ve Tomokazu Seki gibi ünlü seslendirme sanatçılarının da yer aldığı bu seri, hem altyazılı hem de Türkçe dublajlı olarak izleyicilerle buluşuyor.
Romantic Killer
Romantic Killer, Wataru Momose’nin mangasından esinlenen, sevimli ve zekice esprilerle dolu bir anime. Romantic Killer, erkeklerden çok video oyunlarına ve kedisine odaklanan bekar, sıradan bir genç kız olan Anzu Hoshino’nun (Rie Takahashi) hikayesini anlatıyor. Büyücüye benzeyen bir yaratık olan Riri, (Mikako Komatsu) Anzu’yu farklı bir gerçekliğe gönderir ve kedisini ve evini tekrar görmek istiyorsa, çekici ve popüler Tsukasa Kazuki (Yuichiro Umehara) ile arkadaş olmak zorunda olduğunu söyler. Romance Killer, sevgi, komedi ve absürt ilişkilerin ortasında geçen ve eğlenceli dakikalar geçirmenizi sağlayacak bir anime.
Demon Slayer: Kimetsu no Yaiba
Koyoharu Gotouge’nin popüler kılıç dövüşü konulu aksiyon-macera mangasından uyarlanan Demon Slayer, ailesini katleden iblislerden intikam almak için İblis Keserler’e katılan ve aynı zamanda iblise dönüştürülmüş kız kardeşi Nezuko’yu iyileştirmenin bir yolunu arayan Tanjiro adlı kahramanımızın hikayesini anlatıyor. Acıklı bir hikayesi olan Tanjiro, bu süreçte avcılıktaki olan gizli yeteneğini keşfediyor; bu da ona öncekinden farklı bir bakış açısı ve iblislerin içindeki iyiyi bulma ya da en azından onların bakış açısını anlamaya çalışma yeteneği sağlıyor. Akıcı hikayesi ve güzel animasyonlarıyla Demon Slayer, her karakterin iç dünyasına değinerek onları daha yakından tanımamıza ve hikaye boyunca her birinin kendi özgün kılıç kullanma sanatını tanıtmasına olanak sağlıyor.
High-Rise Invasion
High-Rise Invasion, Yuri (Haruka Shiraishi) adında bir gencin kendini yeni ve tuhaf bir gökdelen dünyasında yüksek binaların tepesinde bulmasını konu alan aksiyon dolu bir anime. Yuri, macerasında yalnız olmadığını keşfeder, çünkü erkek kardeşi de ışınlanan diğer liseliler arasındadır. Onları avlayan beyaz maskeli katillere karşı hayatta kalmak için savaşırken, Yuri bu evrende iplerin kimin elinde olduğuna dair daha derin bir gizemi ortaya çıkarır. High-Rise Invasion, Tsuina Miura tarafından yazılan popüler bir Manga serisinden uyarlanmış, büyük dövüşler ve büyük gizemlerle dolu benzersiz bir hikayeye sahip.
Jojo’s Bizarre Adventure
Jojo’nun Bizarre Adventure gerçekten de tuhaf bir macera! İnsanüstü yeteneklere sahip güçlü bir aileyi konu alan Jojo’s Bizarre Adventure, fantastik Joestar’ların, keyifli ve büyüleyici maceralarını anlatıyor. Eşsiz sanat stillerinin benzersiz kullanımlarını gördüğümüz Jojo’s Bizarre Adventure, psişik yetenekler gibi ilgi çekici bilim-kurgu unsurlarını doğaüstü koşullarla dikkatlice bir araya getirmeyi başarıyor ve hikayeyi sık sık modern batı pop kültürü, müzik ve modasına göndermelerle noktalıyor. İngilizce dublajlı versiyonunda, Matthew Mercer (The Legend of Vox Machina), David Vincent ve Richard Epcar gibi değerli seslendirme sanatçıları yer alıyor.
Cowboy Bebop
Hem Japon hem de uluslararası izleyicilerin kalbini fetheden ikonik bir seri olan Cowboy Bebop, tüm türlerin ilgi çekici bir karışımı. Caz ve westerni uzay gemileri ve gangsterlerle birleştiren bu sevilen animenin hayranların favorisi olmasını sağlayan pek çok yönü var. Live Action uyarlaması hakkında kötü düşüncelere sahip olsanız bile, Cowboy Bebop tekrar tekrar izlense bile sıkmayacak bir seri. Pişmanlık ve intikam temalarıyla, güneş sistemi boyunca ödül avlayan bu gezgin uzay kovboyları grubu, bazı tuhaf ve heyecan verici kişilerle temasa geçiyor. Bölümlerin çoğu tek başına iyi işlese de, Spike’ın geçmişi, hikayeyi ileriye taşıyan asıl unsur oluyor.
Attack on Titan
Anime listenize eklemek için bol macera ve gizem dolu bir drama istiyorsanız, Attack on Titan’dan başkasına bakmanıza ihtiyacınız yok. Korkunç ve şiddet içeren sahneleri nedeniyle biraz yetişkin bir kalabalığa hitap etse de, Attack on Titan’da sunulan psikolojik travma, popüler anime dizileri arasında en iyilerinden biri. Hayatta kalan insanların duvarlarla çevrili şehirlerde gizemli Titanlardan, insanlarla ziyafet çekmeye özel bir düşkünlüğü olan insansı varlıklardan korkarak yaşadıkları bir dünyada geçiyor. Duvarların yanı sıra tek savunma hattı, Titanların nüfusunu azaltmak ve insan medeniyetinin son kalıntılarını korumak için ellerinden gelenin en iyisini yapan kendini adamış gözcü ve askerlerden oluşan ekiplerdir
Cevapları kısa ama inanılmaz aksiyonu ve entrikalarıyla Attack on Titan en çok izlenen animelerden biri oldu. Bununla birlikte, son yayınlanan sezonlarla birlikte hikaye hakkında pek çok şey öğrendik ve yine birçok olayın ucu açık kaldı. Başka bir deyişle, yeni sezon gelmeden önce Attack on Titan’a başlamak için mükemmel bir zaman!
The Way of the Househusband
The Way of the House Husband, gangsterden ev kocasına dönüşen bir adamı anlatıyor. Bu keyifli seri, bir zamanlar “Ölümsüz Ejderha” olarak bilinen eski Yakuza üyesi Tatsu’nun etrafından dönüyor. Suç hayatını bırakıp kariyer odaklı Miku ile evlendiğinden beri yeni bir işi vardır, eve bakmak! Tatsu, evlerini temizlemek ve en iyi lahana fiyatları için mücadele ettiği esnada bu işlere kendi gangster ruhunu katarken, aynı zamanda insanların ilk bakışta onun için sahip olabileceği klişelere meydan okuyor. Komedi dolu bir slice of life olan bu anime, sizi güldürecek ve belki de Tatsu’nun günlük başarılarıyla biraz gurur duymanızı sağlayacak tatlı bir anime.
Ouran High School Host Club
Klasik shōjo manga kalıplarının hicivli bir yorumu olan bu romantik komedi, boş zamanlarını özel üst sınıf okullarındaki genç kadınları eğlendirerek ve onlarla flört ederek geçiren genç erkeklerden oluşan bir okul kulübü olan Ouran Lisesi Host Kulübü’nün günlük yaşamlarını konu alıyor. Komik, flörtöz, aptalca kaçamaklar ve tatlı romantizmle dolu olan animede, dizinin karakterleri de kişilikleri ve bakış açılarıyla aynı derecede deli dolu. Maaya Sakamoto’nun seslendirdiği Haruhi Fujioka, pahalı bir vazonun fiyatını ödemek için kulübün bir parçası gibi görünmek zorunda kalan genç bir kızdır ve Haruhi’nin mütevazı yetiştirilme tarzı ile Host Club’ın zengin çocuklarının vahşi ve bazen kaotik kişilikleri arasındaki farklar ilginç ve komik bir şekilde anlatılmaktadır. Dizi, sınıf ayrımı ve toplumsal cinsiyet beklentilerini bir lise draması havasıyla ilginç bir şekilde ele alıyor.
Castlevania
Aynı adlı popüler video oyunu serisine dayanan Castlevania, Graham McTavish tarafından seslendirilen Dracula’nın karanlık eli ve iblisleri tarafından alaşağı edilen bir zamanlar refah içinde bir ulus olan Eflak’ın cehennem topraklarında geçiyor. Dizi kanlı, dehşet verici ve Dracula’nın sevgili karısının ölümünden sonra hor gördüğü insanları yok etmek için ortaya çıkardığı her şekil ve boyutta kabus uyandıran yaratıklarla dolu. Dalkavukları emirlerini yerine getirirken şatosunda saklanan Drakula’nın peşinde kendi oğlu Alucard (James Callis) ve yoldaşları Trevor Belmont (Richard Armitage) ile Sypha Belnades (Alejandra Reynoso) vardır. Sırasıyla bir dhampir, bir canavar avcısı ve bir büyücü olan üçü, ülkeyi saran savaşı sona erdirmeye kararlı bir şekilde Eflak’ta savaşırlar. Güzel animasyonlar, heyecan verici müzikler ve üst düzey seslendirme, bu muazzam güzellikteki seriyi daha da güzelleştiriyor.
Beastars
Beastars felsefi bir düzeyde üstünlük sağlıyor: Doğaya karşı yetiştirilme, içgüdüye karşı rasyonel düşünce ve kontrol gücü hakkında bir hikaye. Bir etobur, bir otobura saldırıp onu yemeyi arzulayabilir, ancak medeni bir toplumun mantıklı düşünen bir üyesi bu dürtüye direnmenin ve onu saptırmanın bir yolunu bulmalıdır. Bir alfa erkeği rakiplerine saldırmayı ve cinsel arzu nesnelerini bağımsız bir şekilde ele geçirmeyi arzulayabilir, ancak insanlığı sürdürmeye çalışanlar kendilerini kontrol etmeyi ve doğal içgüdüleriyle savaşmayı başarırlar. Beastars’ın merkezinde yer alan itme-çekme çatışması ve tüm bunlar öylesine özenle ele alınıyor ki, bazen tavşanların gerçek dünyadaki meşhur karışıklığı hakkındaki arsız esprilere ya da kontrolünü kaybeden etoburları alt etmek için bambu yayını sallayan otçul bir panda olduğu gerçeğine gülmeyi unutuyorsunuz.
Beastars, daha öngörülebilir ve tanıdık anime serilerinin arasında değişiklik arayanlar için birebir; aynı zamanda yılın en iyilerinden biri ve bundan sonra öyle olmaya devam edecek. İkinci sezonu Japonya’da çoktan başladı – Netflix’e gelip gelmeyeceği ya da ne zaman geleceği henüz belli değil – ancak birinci sezonun sonunda soru işaretleriyle baş başa kalmıştık: Louis’e ne oldu? Legoshi ve diğerleri Tem’in ölümünü araştıracak mı? Legoshi son bölümde kiminle konuşuyordu ve o boş ilaç tepsisinin gizemli figürle ne ilgisi vardı? Umarım bu yılın sonlarına doğru öğreniriz!
Cannon Busters
Cowboy Bebop, Trigun ve Outlaw Star gibi klasik anime serilerinden esinlenilmiş olan yapım, bu ikonik şovlarla oldukça benzer özelliklere sahip kendine özgü bir hikaye. Ödül avcıları, jetonla çalışan mekanizmalar, delicesine güçlü androidler ve az miktarda sihir… Hepsi birlikte güzel bir birleşim yakalamış.
Gearbolt’un steampunk fantezi diyarı, her şeye rağmen bir araya gelen üç uyumsuzu anlatan bir hikaye. En iyi arkadaşı -ve kuşatılmış krallığın varisi- Kelby ile yeniden bir araya gelme niyetinde olan saf, üst düzey, arkadaşlık robotu S.A.M.; bir yükseltme arayışında olan modası geçmiş bir tamir robotu olan arkadaşı Casey Turnbuckle; ve dev bir dövüş makinesine dönüşen Cadillac Eldorado’yu kullanan ölümsüz bir kaçak olan aranan kanun kaçağı Philly the Kid. Kendi başlarına harika bir üçlü, ancak yol boyunca tanıştıkları karakterler de animeye çok fazla çeşitlilik katıyor. “Cannon Buster “ın tam olarak ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız sonuna kadar izlemelisiniz, bir sonraki sahnede ne olacağını öğrenmek için sabırsızlanacağınıza bahse gireriz.
Little Witch Academia
Yoh Yoshinari’nin Little Witch Academia’sı hikayesinin başarılı bir biçimde ünlenmesinin ardından nihayet bir anime uyarlaması yapıldı – ve Netflix’te! Diziyi tanımlamanın en kolay yolu “Animenin Harry Potter’ı”. Anime, genç cadılar için prestijli bir akademiye katılan bir grup kızla başlıyor. Bu, Disney benzeri bir masumiyet duygusu, sevimli ve ilginç karakterler, heyecan verici ve aynı zamanda sevimli bir hikaye. Biz animeyi izleyip bitirdik ve oldukça tatlı bir hikayeye sahip olduğunu düşünüyoruz. Okuyucularımıza da hikayeye bir şans vermelerini öneriyoruz.
Yu-Gi-Oh!
Çocukluğumuzda, izlemek için erkenden kalkıp televizyon başına geçtiğimiz çizgi film saatlerinde ekranlarımızı süsleyen animelerden biriydi Yu-Gi-Oh! Hepimizin çocukluğunda büyük bir yer edinmiş olan bu seri, oldukça başarılı bir olay örgüsü ve karakter gelişimine sahip. Benzersiz karakterleri, bugün bile hala aklımızdan çıkmıyor. Muazzam Türkçe dublajını da unutmamak lazım tabii.
Bir anime olarak Yu-Gi-Oh!, “kartların kalbine” inanan bir kart düellocusu olan Yugi Mutou adlı bir çocuğun, kumarbaz bir firavunun eski ruhuna ev sahipliği yapmasını sağlayan büyülü Milenyum Bulmacasını çözmesini konu alan eğlenceli bir anime. Serinin mitolojisi çok geniş, hikayesi dönemeçlerle ve sonu gelmeyen turnuvalarla dolu. En güzeli de gerçek oyun kartlarını alırsanız birlikte oynamak çok eğlenceli.
Dragon Pilot
Studio Bones, Fullmetal Alchemist, My Hero Academia ve Mob Psycho 100’den yakında çıkacak olan Carole & Tuesday’e kadar son yılların en iyi anime serilerini çıkardı. Dragon Pilot da bu serilerden biri.
Transformers, Studio Ghibli’nin sanat tarzı ve Ejderhanı Nasıl Eğitirsin’in bir karışımı olan Dragon Pilot aynı zamanda fantastik bir askeri anime, iş hayatına giren bir kadın olmanın nasıl bir şey olduğuna acı verici derecede gerçekçi bir bakışla değinen çok yönlü fantastik bir anime.
Kahramanımız, liseden sonra hayatında ne yapacağını bilmeyen, ani bir kararla Hava Öz Savunma Kuvvetleri’ne katılmaya karar veren yetişkin bir kadın. Kısa sürede uçakları değil, kendilerini uçak olarak gizleyen zırhlı ejderhaları uçuran gizli bir pilot grubunun parçası haline gelir. Dragon Pilot eğlenceli, komik ve aynı zamanda toplumun çalışan kadınlara olan bakış açısına detaylı bir şekilde değinen dikkat çekici bir seri.
Naruto
One Piece ve Bleach ile birlikte “Üç Büyük” shounen serisinin bir parçası olan Naruto, görmezden gelinmesi neredeyse imkansız olacak kadar popüler bir anime serisi. Tek bir bölümünü bile izlememiş olsanız bile, Naruto ismini orada burada mutlaka duymuşsunuzdur.
Naruto’nun nasıl bu kadar popüler bir seri haline geldiğini görmek kolay: karakterler çoğunlukla herkesin seveceği şekilde yazılmış, aksiyon, çarpıcı ve iyi yönetilmiş, taktikler ve stratejiler içeriyor. Ancak bundan da öte, her şey Naruto’nun, anime tarihinin en eğlenceli ve iyi geliştirilmiş karakterlerinden biri olmasına dayanıyor. Beş sezon boyunca, hevesli ninjanın sorun çıkaran bir veletten bir lidere ve hatta bir babaya, nam-ı diğer “Boruto’nun Babası”na dönüştüğünü görüyoruz.
Hunter x Hunter
Hunter x Hunter, kendisini daha bebekken terk eden babasını bulmak için avcı olmaya karar veren Gon’un maceralarını anlatıyor. Herkesin bildiği “Üç Büyük”ler kadar popüler olmasa da Hunter x Hunter, büyük bir hayran kitlesine sahip. Özellikle geçtiğimiz yıl mangaya devam etme kararı alan mangakasıyla gündeme gelip daha büyük bir hayran kitlesine ulaştı.
Netflix’te sadece ilk üç sezon olsa da, iştahınızı kabartmak ve geri kalanını aramanızı sağlamak için yeterli. Seri, basit yumruklar yerine strateji ve taktik kullanımında Naruto’yu andıran aksiyon sahneleriyle birçok kurala sahip karmaşık bir dünya sunuyor. Hunter x Hunter aynı zamanda bir çırpıda bitirilebilir. Kendinizi bir anda son bölümde bulabilirsiniz, bu yüzden sonraki üç sezonu başka bir yerden izlemeniz gerekecek.
Violet Evergarden
Violet Evergarden hem görsellik hem de hikaye zenginliği açısından izleyiciye muazzam bir seyir keyfi sunuyor. Dramatik bir hikayeye odaklanan anime, duyguları güzel bir şekilde betimlemesiyle çoğu izleyicinin beğenisini kazandı.
Violet Evergarden adlı bir Otomatik Hafıza Bebeği’nin hikayesini izliyoruz. Eskiden çocuk asker olan Violet, şu anda zengin insanlar için hayalet yazar olarak çalışıyor ve eski binbaşısının ona söylediği son sözlerin ardındaki anlamı bulmaya çalışıyor. Anime, daha sonra ikiye ayrılıyor: Violet’in duygusal ve zorunlu mektuplar yazma sorunlarını ve aynı zamanda şiddet dolu geçmişiyle uzlaşma yolculuğunu izliyoruz. Dizinin yavaş temposu, daktilo kullanma ve tuşlarına basma eylemini bile bir sanat formuna dönüştüren Kyoto Animation’ın titiz sanat stilini ve animasyonunu gözler önüne seriyor.
Death Note
Tsugumi Ohba’nın aynı adlı mangasından uyarlanan Death Note, 2006 yılında çıktığında tüm dünyada büyük bir dalga yarattı. Görsellerine ve karanlık konseptine rağmen Death Note, doğaüstü temasını oldukça hafif tutuyor ve kan ve şiddete fazla odaklanmıyor.
Bunun yerine seri, Light Yagami adında bir lise öğrencisinin deftere sadece adını yazarak herhangi birini öldürebilme yeteneğine sahip olması ve Light’ı bulmak ve cinayetleri durdurmakla görevli ilginç ama zeki olan genç dedektif L arasında adeta bir kedi fare oyununa dönüşüyor. Seriyi bu kadar ilginç kılan şey, kötü adam olmaması, sadece adalete inanan ancak bunu başarmak için farklı yollar izleyen iki karşıt taraf olması. Diyaloglar harika, heyecan verici olay örgüsü de sizi sürekli tahmin etmeye zorlarken anime, ahlak, yargılama ve cezalandırma gibi konular hakkında ilginç sorular soruyor.
Code Geass
Bir tür “mekanizmalı Death Note” olan Code Geass, egemen süper güç olan Kutsal Britanya İmparatorluğu tarafından sömürgeleştirildikten sonra 11. Bölge olarak yeniden adlandırılan alternatif bir 2017 Japonya’sında geçiyor. Britanyalı öğrenci Lelouch Lamperouge’u takip ediyoruz, C.C. adında gizemli bir kız ona başkalarını kendi iradesine göre bükme yeteneği verdiğinde Britanya İmparatorluğu ve 11. Bölge güçleri arasındaki savaşa dahil oluyor. Lelouch intikam hırsıyla yanıp tutuşan yetenekli bir siyasi manipülatör haline geliyor.
Code Geass, militarizmin, sömürgeciliğin etkilerini ve ne pahasına olursa olsun güç elde etmeye çalışmanın ahlaki sonuçlarını tartışıyor. Bilimkurgu, aksiyon ve politik oyunlarla Game of Thrones’u andıran karakterler ve olay örgüsüne sahip bir anime izliyoruz.
Carole & Tuesday
Terror in Resonance’dan beş yıl sonra, Shinichiro Watanabe’nin merakla beklenen animesi Carole and Tueasday, Nana’dan bu yana en iyi müzikal animelerden biri. Carole & Tuesday, harika bir önermeyle başlıyor: İnsanlığın Mars’ı kolonileştirmesinden 50 yıl sonra, teknolojik olarak o kadar gelişmişiz ki tüm toplumun kültürü yapay zeka tarafından üretiliyor… Tarihi değiştirmek isteyen iki kız hariç. Tıpkı Bill ve Ted gibi, sonsuza dek “7 dakikalık mucize” olarak hatırlanacak destansı bir müzikal performans sergilemeye yazgılı iki kız olan Carole ve Tuesday’i izliyoruz.
Studio Bones’dan bekleyebileceğiniz gibi, Carole & Tuesday’in animasyon ve sanat tarzı nefes kesici. Fütüristik şehirler, sahne tasarımları ve hatta self servis restoranları, barlar ve minik yapay zekalı müzik videosu yönetmenleri gibi küçük ayrıntılar bile harika görünüyor. Hikaye, hayallerine ulaşmaya ve sektörde yol almaya çalışan müzisyenlerle ilgili bir dizi veya film izleyen herkese tanıdık gelecek olsa da Carole & Tuesday’in günümüzde ve animede geçen çağda müzikte bir kariyere başlamaya çalışmak hakkında söyleyecek çok şeyi var. Bilimkurgu ortamında, uydurma ve trendleri takip etmekle ilgili olan bir sektörde kendiniz olmaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu anlatıyor. Müzikal anime söz konusu olduğunda, Carole & Tuesday’i diğerlerinden ayıran şey, müzikal performanslar için İngilizce konuşan düzgün şarkıcıların işe alınması. Müzik muhteşem ve Spotify çalma listenizi istila edeceğinden emin olabilirsiniz. Anime, basit bir şarkı provasını bile nasıl eşsiz ve büyüleyici bir ana dönüştüreceğini gerçekten biliyor.
One Punch Man
One Punch Man ilk çıktığında büyük heyecan ve beklentilerle karşılandı ve hayal kırıklığına uğratmadı. Bu süper kahraman parodisi, ONE’ın web çizgi romanından uyarlanmış olup, Marvel formülünden biraz farklı bir şey arayan herkesin mutlaka izlemesi gereken bir yapım.
Eğer aşırı güçlü bir süper kahraman olmanın üzücü olduğunu düşünüyorsanız, Saitama ile tanışmaya hazır olun. Sıradan bir adamken, eğlence olsun diye yarı zamanlı kahraman olmuş ve o kadar sıkı çalışmış ki kel olmuş, o kadar güçlenmiş ki en güçlü düşmanlarını bile tek bir yumrukla öldürebiliyor, bu da gerçekten sinir bozucu. Bu durum Saitama’yı tüm bu kahramanlık işine karşı ilgisiz hale getiriyor; süper kahraman endüstrisinde daha yüksek bir mertebeye ulaşmaktan ziyade kirasını ödeyebilmeyi ve süpermarkette satış yapabilmeyi önemsiyor. Olağanüstü dövüş sahneleri, etkileyici müzikleri ve ünlü deadpan ifadesiyle One Punch Man, klasik süper kahraman hikayelerinden sıkılanlar için ilaç niteliğinde.
Aggretsuko
Muhtemelen bu listedeki en gerçekçi anime olan Aggretsuko, Hello Kitty’nin arkasındaki şirket tarafından yapıldı. Ancak Retsuko ünlü kedi kadar sevimli olsa da, bu sevimli anime de önemli bir üne sahip.
Retsuko, üniversiteden yeni mezun olduktan sonra ilk ofis işine başlayan parlak gözlü kırmızı bir pandadır. Beş yıl sonra, iyimserliği kindarlığa ve küçük dairesinden, kalabalık işe gidiş geliş yollarından ve gösteriş meraklısı bir patrondan duyduğu hayal kırıklığına dönüşür. Biraz stres atmanın tek yolu her gece death metal karaoke yapmaktır. Bu, ofis hayatının tuzakları hakkında psikolojik, komik ve kendimizden bir şeyler buluğumuz anime izleyiciye eğlenceli dakikalar geçirtecek.
Ajin: Demi-Human
Ajin, Kei’nin, üzerinde deney yapmak isteyen bir hükümetten kaçma ve onu şu an olduğu gibi kabul edebilecek diğer ölümsüz yarı-insanları bulma arayışını anlatıyor. Netflix’e özel bu yapım, Knights of Sidonia’yı yapan ekip tarafından yapıldı ancak Ajin’in havada süzülen sanat tarzı serinin ürpertici atmosferiyle birleştiğinde 3D animasyonları daha önce görülmemiş biçimde gelişti. Özünde, insan davranışlarının ikilemini konu alan dizi, sempatik kötü adamlarla Death Note’a benzer bir kedi-fare oyununu anlatıyor.
Devilman Crybaby
Go Nagai’nin mangasından uyarlanan Devilman Crybaby, Akira Fudo’nun, bir arkadaşı tarafından diğer iblislerle savaşmak için ruhunu bir iblisle birleştirmenin iyi bir fikir olacağına ikna edilmesini konu alan klasik Devilman serisinin yeniden uyarlaması.
Anime, mangadaki hikayeyi modern zamanlarda geçecek şekilde dönüştürerek Netflix’in yaratıcı özgürlüğünü hiçbir TV kanalının izin vermeyi hayal bile edemeyeceği türden açık cinsel ve şiddet içerikli materyallerle birleştiriyor. Neon ışıklar ve çıplak karakterlerle dolu çılgın bir parti hızla bir kan banyosuna dönüşüyor ve animeyi bu listedeki en kanlı serilerden biri haline getiriyor.
Neon Genesis Evangelion
Neon Genesis Evangelion, tipik bir mecha animesi olarak başlayıp türün yorucu ve soyut bir örneğine dönüşen, akıldan çıkmayan, sürükleyici ve yürek parçalayıcı sahneleriyle sonlanan bir anime. Bu seri, kıyamet sonrası Japonya’da dev canavarların ellerinde insanlığın sonuyla yüzleşen çocuk askerler ve kırık yetişkinlerin gözünden depresyon ve gençlik endişesi üzerine psikolojik açıdan zengin bir anlatı sunarken, yaratıcı Hideaki Anno’nun gerçek zamanlı olarak sinir krizi geçirmesini izlemek gibidir.
Hiçbir kelime bu serinin mükemmelliği anlatmaya yetmiyor. Dizi kinaye üstüne kinaye yaparken yeni anime izleyicileri en azından bu konuda biraz daha deneyim kazanana kadar uzak durmalı. Dürüst olmak gerekirse, EVA’yı izledikten sonra animeye aynı şekilde bakamayacaksınız. Kasvetli konusuna ve serinin ikinci yarısındaki karanlık dönüşüne rağmen, Neon Genesis Evangelion, hangi mecrada olursa olsun, herhangi bir hikayedeki en gizemli ve farklı mesajlardan birine sahip.