Ortach
Birçok Japon manga serisi ve tek ciltlik hikayeler, okuyucuya hikaye bittiğinde kendilerini iyi hissettiren mutlu sonlarla biter. Bu durum, neredeyse her zaman nihai düşmanı yenmekten sevgiliyle bir araya gelmeye veya istenilen üniversiteye girmeye kadar neşeli zaferler ve başarılarla biten shounen ve shoujo manga serileri için geçerlidir. Ne var ki bazı manga serileri farklı bir yol izleyerek karakterlerine hak edip etmediklerine bakmaksızın mutlu bir son vermeyi reddederler.
Bu tür manga serileri genellikle karanlık ve kasvetlidir ve bazıları açıkça altüst edicidir çünkü, mutlu bir sonla bitmeyi reddederler. Bu tür manga serileri, tipik bir “sonsuz mutluluk” ile bitmez ve tam tersi buruk bir sonla biter. Hatta, bazı manga serileri daha da serttir ve okuyucunun gördüklerini daha derinlemesine düşünmeye zorlayan karanlık veya çarpık bir sonla biter. Bir manga, herkesin mutlu bir sonu hak etmediğini göstermek için iyi bir nedene sahip olmalıdır ki bu da ilgi çekici bir okuma deneyimi sunabilir.
Death Note
Light Yagami’yi Karanlık Hedeflerinden Dolayı Cezalandırdı
Ünlü shounen manga serisi Death Note, anti-kahraman Light Yagami’nin yeni dünya düzeninde adaletin kendi kendine atanan tanrısı olarak Kira’ya yükselişini gösterdi. Light, önce zeki dedektif L’i yenerek ve akabinde Near ve Mello ile savaşarak davasını savunmak için tüm zekasını kullandı. Light neredeyse kazanacaktı ama sonunda Near onu köşeye sıkıştırdı ve Kira yakalandı. Light, çaresiz durumundan kaçmaya çalıştı ama Matsuda ona ateş etti ve ardından Ryuk, Light’ın ismini deftere yazarak onu öldürdü. Light’ın karanlık dünya düzeni onunla birlikte çöktü ve dünya Kira’yı unuttu. Ancak hikayenin finali bize gösterdi ki Kira’nın fikirlerine bağlı bir yeraltı kültü vardı, bu da kötü birinin ölebileceğini ama çarpık fikirlerine kolayca kurşun işlemeyeceğini kanıtladı.
Happy Sugar Life
Gerçek Aşkı Ölümün Kollarında Gösterdi
Happy Sugar Life, ironik bir şekilde neşeli bir isme ve aldatıcı derecede sevimli bir kahramana sahip olsa da, okuyucuları altüst eden manga seri klasik bir örneğidir. Sato Matsuzaka, aşk dolu bir genç bir yandere kızıdır ve sevdiği kişiye, yani küçük bir kız olan Shio’ya sıkı sıkıya tutunur. Karanlık gerçek şu ki Sato, Shio’yu biyolojik ailesinden kaçıran bir suçludur. Shio, Sato’yu en iyi arkadaşı ve koruyucusu olarak kabul etmiştir ancak bu uzun sürmeyebilir. Yetkililer ve Shio’nun ağabeyi, Sato’nun Shio ile birlikte kurduğu mutlu, şeker gibi hayatı yerle bir etmeye çalışıyorlar ve Sato, Shio ile paylaştığı “şatoyu” savunmak için şok edici şeyler yapacak. Sato, Shio’yu bırakmaktansa ölmeyi tercih eder ve bu gerçekten de yaşanabilir.
Fire Punch
Dünyanın Sonunu Getirdi
Tatsuki Fujimoto’nun mega popüler Chainsaw Man mangasına başlatmadan önce, gelecekte kasvetli bir Buz Devri’nin ortasında geçen, bir yandan da kıyamet sonrası X-Men hikayesi benzeri olan sekiz ciltlik shonen manga Fire Punch’ı yazdı. Bazı insanlar Tanrı’nın lütufları olarak görülen mutant güçlerle doğarlar ama bu güçler nadiren mutluluk getirir. Baş karakter Agni, ateş kullanıcısı bir adam köyünü yakıp kız kardeşi Luna’yı öldürdüğünde büyük acılar çekecek ve intikam hikayesi başlayacaktır.
Bu süre zarfında Agni’nin deri yenileme güçleri onu hayatta tutarken alevler sürekli vücudunu yakacak ancak Agni, intikamın gerçekten buna değip değmeyeceğini merak edecek ve hayatına yeni bir anlam arayacaktır. Fire Punch’ın kasvetli sonuna gelince, böyle bir dünyada gerçekten ne kurtuluş ne de anlam olduğu açıkça ortada. AoT serisinden Eren Yeager’nın da dediği gibi “Korkunç bir hikayenin mutlu sonla bitmesini beklemeyezsiniz, dünya acımasız bir yer.”
Solanin
Buruk Bir Notla Bitti
Yazar Inio Asano, drama mangası Goodnight Punpun ile tanınır ancak hayranları için daha fazla ilgi çekici bir drama serisi de sunar. Kısa ama tatlı bir seri olan Solanin’i de yazmıştır, bu serinin baştan sona gergin, buruk bir havası vardır. Hikaye tamamen kasvetli bir notla bitmez ama aynı zamanda dertsiz tasasız biten bir mutlu son da yoktur. İkisinin arasında bir yerde bitiyor hikaye. Solanin, ofis çalışanı olarak yetişkin hayatında hayal kırıklığına uğramış ve kendini kaybolmuş hisseden 20’li yaşlardaki Meiko Inoue’yi konu alır. Meiko ve erkek arkadaşı Taneda, bir müzik grubu kurmaya çalışırken bir trajedi yaşanır ve Meiko üzüntü, umutsuzluk ve ilgisizlikle mücadele etmek zorunda kalır. Hikaye süresince gerçekte neyi savunduğunu anlamaya çalışacaktır.
Girls’ Last Tour
Yok Oluş Yaklaştıkça Gerçek Dostluğu Gösterdi
Girls’ Last Tour manga serisi, “sevimli kızların sevimli şeyler yapması” nı konu alan bir manga gibi gözükür ancak K-On! ve Laid-Back Camp gibi serilerden farklı olarak, Girls’ Last Tour’un kahramanları zamana karşı kaybeden bir savaş vermektedir. Chito ve Yuuri, korkunç bir savaşın ardından yüksek teknolojiye sahip bir şehrin kalıntılarını gezen iki çekici kızdır ve istedikleri yere gitmekte özgür olsalar da, akıllarında gerçek bir hedefleri yoktur. İki arkadaş, yavaş yavaş yıkılan şehri keşfetmenin keyfini çıkarırken, erzaklarının tükenmesi korkusunu yaşarlar. Hikayenin sonunda Chito ve Yuuri, çökmüş şehrin tepesine ulaşır ve gidecek başka yerleri kalmaz, birbirlerine sarılarak açlığın yaklaştığını inkar etmeye çalışırlar.
Inside Mari
Şok Edici Bir Sonla Bitti
Inside Mari, yazar Shuzo Oshimi’nin The Flowers of Evil dışında en dikkat çekici eserlerinden biridir. Bu kısa manga, 20’li yaşlarında okulu bırakmış bir ezik olan Isao Komori ve neşeli, popüler bir liseli kız olan Mari’yi konu alır. Gizem, Mari’nin ruhunun kaybolması ve evden çıkmayan adamın Mari’nin bedeninde uyanmasıyla başlar. Bu hikaye, yönetmen Makoto Shinkai’nin Your Name filminin beden değişimi konseptine benzer gibi görünebilir, ancak Inside Mari serisi, o anime filminden çok daha karanlık bir şekilde ilerler. Isao, Mari’nin bedeninde dünyayı keşfederken kendi zavallı hayatıyla yüzleşmek zorundadır ve hikayenin sonunda, bu hikayedeki herkesin göründüğü gibi olmadığını ve herkesin gerçek olmadığını anlayacaktır.
Remina
Bir Gezegenin Başka Bir Gezegeni Yok Edişini Gösterdi
Remina, yazar Junji Ito’nun en canlı eserlerinden biridir. Kısa bir manga olan bu hikaye, kötü niyetli bir şekilde Güneş Sistemi’ne yaklaşan devasa bir canlı gezegeni konu alır. Bir astronom, bu tuhaf gezegene kızı Remina’nın adını verir ancak bu, insanlık panik içinde ona döndüğünde Remina’yı bir hedef haline getirir. Remina, canlı gezegen yaklaştıkça toplumsal histeri başlar ve Remina, onun adını taşıyan uzaylı dehşetine kurban olarak sunulur. Yakında herkesin daha büyük problemleri olacaktır, çünkü Remina adlı canlı gezegen Dünya’yı parçalamaya başlar ve en hazırlıklı olanlar bile bu Lovecraft’vari saldırıya karşı mücadele etmekte epey zorlanacaklar.
Tokyo Ghoul
Ken Kaneki’nin Acı Dolu Yenilgisiyle Sona Erdi
Tokyo Ghoul’un devam serisi Tokyo Ghoul:re kötü karakterlerin bile mutlu bir sona layık olduğu bir şekilde biter, ancak klasik orijinal seri böyle bitmez. Bazı açılardan bakıldığında, CCG araştırmacıları, iyi bir savaşın sonunda tatmin olsalar da Tokyo Ghoul’un sonunda günü kurtardılar. Tokyo Ghoul’un sonunda karakterler günü kurtardılar, hatta CCG araştırmacıları da bu sonuçtan pekala memnundu. Ne var ki, yarı-insan, yarı ghoul olan Ken Kaneki için Tokyo Ghoul’un sonu bir felakettir. Ken, en güçlü düşmanı Kisho Arima ile savaşır ve bu savaşta feci şekilde yenilir ve dahası kafasına bir bıçak saplanır.
Böylelikle Ken, hafızasını kaybeder. Onu feci şekilde yaralanmış bir halde bulan CCG araştırmacıları. Bu durumundan faydalanarak, onu kendi saflarına katmaya karar verirler. Halihazırda anılarını kaybetmiş olan Kaneki’nin beynini yıkayarak, Kaneki’yi CCG’ye çalışan bir araştırmacı olduğuna inandırırlar. CCG ona yeni bir kimlik de vererek isminin Haise Sasaki olduğuna inandırır. Kendini artık Haise sanan Kaneki’nin içinde bir yerlerde hala eski hayatına dair az da olsa anıları ve kimliği vardır ve bu durum Haise için büyük bir içsel çatışmaya sebep olacaktır. Bu korkunç olaylar silsilesi, Tokyo Ghoul’un oldukça acı ve buruk bir şekilde bitmesine sebep olmuştur.
Ibitsu
Canavarı Kazandırdı
Pek bilinmeyen korku mangası Ibitsu, gözü koyu ve solgun olan antagonist Remina Kanbe’yi içeren bir slasher -slasher korku türü 50’ler ve 90’larda oldukça popüler olan ve kötü karakterin genelde maske takarak kitlesel cinayetlere sebep olduğu korku hikayelerdir.- hikayesidir. Remina, şemsiyeli ve kötü kokulu bir oyuncak ayıyla sokaklarda dolaşır ve geçenlere küçük bir kız kardeş isteyip istemediklerini sorar.
Kahraman Kazuki Ito bu soruya yanıt verdiğinde dehşet verici korku başlar. Remina, Kazuki’nin gerçek küçük kız kardeşinin yerini almaya kararlı bir yandere olur ve bu bencil hayali gerçekleştirmek için saldırır, ve öldürür. Kazuki, Remina’nın kim ve ne olduğunu öğrenmek için çaresizce çabalar, ancak cevaplar kolay gelmeyecektir ve onun öfkesinden kaçamaz. Sonunda, Remina amacına ulaşır ve sonra başka birinin küçük bir kız kardeş isteyip istemediğini sormaya başlar, döngüyü devam ettirecektir.
Uzumaki
Sayısız Spiral ile Belirsiz Bir Sonla Bitti
Uzumaki, yazar Junji Ito’nun en popüler ve kusursuz eseri olarak hala ayakta duruyor, Tomie ve Gyo’dan serilerinden bile daha popülerdir. Bu, sıradan bir Japon kasabasının spiral şekillerle dolup taştığı, unutulmaz bir hikayedir ve spiraller, bazen gerçekten ürkütücü formlarda ortaya çıkarlar. Kahraman Kirie Goshima, bir yanda spiral istilası yaşanırken sıradan hayatına devam etmeye çalışır ama çok geçmeden toplum çöker. Kirie ve erkek arkadaşı, kasabalarının kaosa sürüklenişini korku içinde izlerler ve spiral şekillere karşı savaşmanın veya kaçmanın net bir yolu yoktur ve problem gittikçe kötüleşir. Mangasının sonunda, Kirie spiral saldırısına sebep olan kaynağa rastlar, ancak bu belirsiz, açık uçlu bir sondur, Kirie için zafer yoktur ve muhtemelen hayatta kalma da olmayacaktır.
