Keşif Asya
Bazı kimselere çekici gelmese de, anime hayranları isekai hikayeleri sever. İşte türün sizler için derlediğimiz en iyi 15 serisi!
Isekai, baş kahramanın başka bir dünyaya ışınlandığı veya yeniden doğduğu, Japon video oyunlarının, mangalarının, ve light novel’larının bir alt türüdür. Son yıllarda, bu alt türün popülaritesi ve izlenme sıklığı arttı. Bu da pek çok sayıda isekai anime uyarlamasını bizlerle buluşturdu. Bir zamanlar, bu türün sezon başı ancak iki veya üç animesi çıkarken, artık üç veya dördü rahatlıkla buluyor.
Bir yandan, bu serilerin hepsi beklenildiği başarıya ulaşamazken, diğer bir yandan bazıları ise seyircinin beklentilerini karşılamakla kalmayıp ötesine bile geçiyor. Sizler için türün şu anki popülaritesine öncülük etmiş 90’lı yılların sıklıkla unutulan animelerini ve son yıllarda çıkan serileri derledik. İşte, türün sunduğu en iyi ve en popüler animelerden birkaçı;
The Vision Of Escaflowne’de Erkekten Ziyade Bir Kız Karakter Işınlanıyor!
Her nedense, isekai animeler çoğu zaman bir kadından ziyade erkek karakterin ışınlanmasını konu alır. Bu kuralın elbette bazı istisnaları var; ancak ne tuhaftır ki pek sık görmüyoruz. Vision Of Escaflowne’de Hitomi, Van’ın dev bir ejderhayı yenmesine yardım eder ve ödül olarak Gaea dünyasına çekilir. Oraya vardığında, bu dünyanın savaştan zarar görmüş olduğunu ve Van’ın da aslında kellesine ödül konmuş bir kral olduğunu öğrenir. Gaea Gezegeni, uçan makinelere ev sahipliği yapmakta, bu da onu en tuhaf Isekai dünyalarından biri haline getiriyor.
Princess Connect! Re: Dive, Para Tuzağından İbaret Olmayan Bir Mobil Oyunun Eşsiz Uyarlaması
Bir mobil oyun uyarlanmasının, yapımcı firmanın para tuzağı olmaktan ileriye gidebilmesi nadirdir. Ne var ki, Princess Connect! Re: Dive bu algının üstesinden gelmeyi başarıyor.
Anime, erkeğin bilinmeyen bir dünyaya düştüğü klasik isekai formatını takip ediyor olsa da, erkek karakterin pek de hikayenin merkezinde olmadığı bir olay örgüsüne sahip. Serinin temeli basit: Sevimli anime kızları, sevimli anime kızlarının yapacağı şeyleri yapıyor. Bu kimseyi şaşırtmayacak olsa da, seri öne çıkan yönlerini bizlere fark ettiriyor ve bu yüzden de izlemesi zevkli bir anime.
Fushigi Yuugi, Isekai’ın Atalarından Biri
Animenin 90’lı yıllarda çıktığını göz önünde bulundurursak, karakterlere çarpacak bir Isekai kamyonunun aksine bir kitap var. Kitap, Miaka ve Yui adlı iki kızı sayfalarında anlatılan dünyaya ışınlıyor.
Esasen, bu dünya içinde fantastik unsurlar barındıran antik bir Çin’dir. Kızlar, eninde sonunda kendilerini farklı tanrıların rahibeleri olmuş halde zıt taraflarda bulurlar. Seri ciddi ölçüde Shojo (genç veya küçük kız kitlesini hedef alan anime ve mangalardır.) alanına girse de, isekai türünün öncülerinden biri olarak kendini gösteriyor.
Isekai Quartet Tam Anlamıyla Bir Isekai-Ception
Her biri birbirinden daha popüler olan dört Isekai serisi, Isekai’lanacakları kendilerine özel bir seride birleşse ne olurdu? Overlord, KonoSuba, Tanya the Terrible, Re: Zero ve Shield Hero’dan karakterler, hep birlikte okula gidecekleri bir evrene taşınırlar. Isekai Quartet’in temel konusu da tam olarak budur.
Karakter etkileşimleri son derece komik. Seri, karakterlerle, diğer ilgili serilerle ve hatta türün kendisiyle bile dalga geçiyor. Yapılan esprileri anlamak için diğer serileri izlemek gerekmeseydi, kesinlikle en iyi isekai serilerinden biri olurdu. Ne yazık ki, animenin koştuğu bu şart, ulaşabileceği kitleyi bir hayli sınırlıyor.
Grimgar: Fantasy & Ash, Tanrılardan Çok Bir Grup Acemiyi Konu Alıyor!
Isekai serileri söz konusu olduğunda, aşırı güçlü karakterler ön planda olma eğilimindedir. Tür, önlerine konan neredeyse tüm düşmanları yenebilen Kirito ve Ainz gibi kişilerle dolu.
Aşırı güçlü bir ana karakteri izlemek yanlış bir şey olmasa da bir grup acemi maceracıyı konu alan bir seriyi izlemek, güzel bir değişiklik olsa gerek. Hikâye, türün hayranlarının alışık olduğundan biraz daha yavaş ilerliyor olabilir. Yine de oldukça tatmin edici bir deneyim olduğu kesin.
Gate: Thus The JSDF Fought There Klasik Genç Tiplemesi Yerine Yaşlı Bir Kahramana Sahip
Gate: Thus The JSDF Fought, JSDF’in (Japon Öz Savunma Kuvvetleri) başka bir dünyadan istilacı bir krallığa karşı verdiği savaşı konu alıyor. JSDF, bu yeni dünyanın yerlileriyle ilişkiler kurmanın yanı sıra, bir ejderha da dahil olmak üzere çeşitli fantezi dünyası yaratıklarıyla savaşıyor.
Seri, hem günümüz dünyasını hem de fantezi unsurlarını harmanlama konusunda harika bir iş çıkarıyor. Ayrıca, çok daha yaşlı bir kahramanı konu alıyor olması da hayranlar tarafından ilgiyle karşılandı. Aslına bakarsanız, anime o kadar iyi karşılandı ki, yeni askerler toplamak için anime karakterlerini kullanan asıl JSDF ile ortak bir kampanyaya bile ilham verdi.
Sword Art Online Çoğu Animenin Hayalini Kurduğu Ticari Cazibeye Sahip
Sword Art Online, Isekai alt türünün en popüler ve ticari açıdan da en başarılı animelerinden biridir. Anime, geleneksel fantezi dünyasının aksine, baş kahramanı Kirito’nun sanal bir dünyaya ışınlanmasını konu alıyor. O ve diğer binlerce oyuncu, bir sanal gerçeklik MMORPG’sinde sıkışıp kalmanın ardından, yeni sanal dünyada hayatta kalmalıdırlar; yoksa gerçek hayatta ölme riskini göze almış olacaklardır.
Seri, bir yandan temposu ve senaryosuna istinaden karışık eleştiriler alırken, diğer yandan ise çarpıcı animasyonunun yanı sıra ağızları açık bırakan dövüş sahneleri sayesinde övgü topluyor. Uluslararası popülaritesi de düşünüldüğünde inkâr edemeyeceğimiz bir şey varsa, o da Sword Art Online’ın türünün en iyilerinden biri olduğudur.
Inuyasha, Türün Bir Klasiği ve Hala İzleniyor
Inuyasha’nın final yaptığı günün üzerinden neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen animeyi klasikleşmiş serilerden biri olarak gören pek çok insan var. Lise öğrencisi Kagome Higurashi, kendisini günümüz Japonya’sından Feodal Dönem’e ışınlanmış halde bulmasının ardından yarı iblis Inuyasha ile tanışır. Bu durum, onları güçlerini birleştirmeye ve kutsal Shikon Mücevherini, iblis Naraku’nun elinden kurtarmak ve korumak için yeni müttefikler edinmeye sürükler.
Dört film uyarlamasına ek olarak, animenin finali olarak karşımıza çıkan ikinci bir seri; Inuyasha: The Final Act ve bir devam serisi olan Yashahime: Princess Half-Demon da var.
Sage of Tanya The Evil Düşmanı Destekleyen Nadir Animelerden
Tanya the Evil, Tanya Degurechaff’ın hikayesini konu alıyor. Aslen bir Japon ofis çalışanı olan Tanya, Being-X tarafından yeni bir dünyaya reenkarne oldurulur. Tanya, çocuk haliyle orduya katılmaya karar verir. Önceki hayatından gelen bilgi birikimi ve doğuştan sahip olduğu sihirli yetenekleri sayesinde, rütbe basamaklarını birer birer tırmanır. Tanya’nın hedefi, günün birinde lüks bir hayata sahip olmaktır.
Ne var ki, Being X ikide bir Tanya’nın yoluna taş koyar. Being X’in amacı, onu tehlikeli durumlara sokarak sadık bir takipçisi yapmaktır. Acımasız doğası ve stratejik kurnazlığı ile her şeye gücü yeten bir varlığa karşı olan savaşında, izleyicilerin Tanya’ya destek olmaktan başka yapabilecekleri pek bir şey yok.
Overlord, Isekai’ın En Eğlenceli ve Aşırı Güçlü Karakterlerinden Birine Sahip
Isekai serilerinde, baş kahramanımızın ışınlandığı dünyanın kurtarılmasına genellikle yardım ettiğini görürüz. Gelgelelim, Overlord için böyle bir durum söz konusu değil. Gizemli bir şekilde başka bir dünyaya ışınlanmasının ardından, bir oyuncu kendini sanal avatarı Elder Lich, Momonga’ya dönüşmüş halde bulur. Daha sonra ise adını “Ainz Ooal Gown” olarak değiştirir.
Yeni keşfettiği güçleri ve sadık takipçilerinden oluşan ordusuyla dünyayı fethetmeye karar verir. Baş kahraman, serideki diğer karakterlerin hepsinden çok daha güçlü olsa da Overlord’un sıkıcı olmakla uzaktan yakından alakası yok. Komik karakter etkileşimleri ve Ainz’ın tanrısal gücünün sıklıkla gösterildiği bu seri, her isekai hayranının mutlaka izlemesi gerekenlerden biri.
The Rising Of The Shield Hero, Isekai Türünün En İyi Karakter Gelişimine Sahip Serilerinden
Rising of the Shield Hero, gezegeni kurtarmaları umuduyla yeni bir dünyaya çağrılan dört kahramandan biri olan Naofumi Iwatani’yi konu alıyor. Ne yazık ki kahramanımız, Kalkan Kahramanı sıfatıyla, kendisini çağıran kişilerden sürekli olarak ayrımcılığa uğrar. Üstüne üstlük tek dostu Prenses Malty’nin onu cinsel tecavüzle suçlaması, işleri iyice kötüleştirir.
Sonuç olarak, kahramanımızın eski halinden eser kalmaz. Nazik ve etrafındakilere güvenen insan gitmiş, onun yerini şüpheci ve iyiliğe inancı kalmamış birisi almıştır. Tüm bu zorluklara rağmen Naofumi, gerçek bir kahraman olmanın ne demek olduğunu kanıtlamak için nefrete ve ayrımcılığa karşı direniyor. Ayrıca anime etkileyici dövüş sahnelerinin yanı sıra karakter gelişimi için de övgü alıyor.
KonoSuba’nın, Komedi ve Mizah Konusunda Rakibi Yok
KonoSuba: God’s Blessing on This Wonderful World, yeni bir dünyaya ışınlanan kahramanımız Kazuma Satou’ya odaklanıyor. Seri, çoğu isekai animesinin aksine, Kazuma’nın rezalet ama gülünç durumlara düşmesini konu alıyor.
Kazuma’nın dostları arasında bir tanrıça, bir şövalye ve bir büyücü olsa da işler beklendiği gibi gitmez. Büyücü Megumin, patlama büyüsü bağımlısıdır. Şövalye Darkness ürkütücü bir mazoşisttir. Son olarak da Aqua; Kendisi bir tanrıça olmasına rağmen pratikte pek işi yarar biri olduğu söylenemez. Diğer isekai animeleri ile karşılaştırıldığında, KonoSuba açık ara en komik olanı.
The Time I Got Reincarnated As A Slime, En Sevilesi Ana Karakterlerden Birine Sahip
The Time I Got Reencarnated as a Slime, adından da anlaşılacağı üzere bir “slime” olarak yeniden doğan, Satoru Mikami’nin hikayesini anlatıyor. Reenkarnasyonunun ardından Mikami, ismini “Rimuru Tempest” olarak değiştirir. Rimuru, Avcı Yeteneği sayesinde tükettiği her şeyin yeteneklerini ve güçlerini özümseyebilir.
Karakterimiz, yeni keşfettiği yeteneklerini kullanarak şıp diye dünyanın en güçlü varlıklarından birine dönüşür. Seri, akılda kalıcı karakterlere sahip olmasından ötürü sıklıkla övülüyor. Rimuru, özellikle Crunchyroll Anime Ödülleri’nde 2019’un en iyi anime kahramanı olarak seçildiğinden pekâlâ popüler.
No Game No Life, Anime Hayranlarından Daha Fazlasına Hitap Ediyor
No Game No Life, NEET kardeşler Sora ve üvey kız kardeşi Shiro’nun hikayesine odaklanıyor. İki kardeş, “Blank” takma adıyla oyun dünyasının yenilmez şampiyonları olurlar. Neticede, bir tanrı onları her sonucun oyun oynayarak belirlendiği yeni bir dünyaya taşır.
2014’ün en iyi beş animesinden biri olarak kabul görmüş bu seri, geleneksel isekai türüne bambaşka bir hava katıyor. Hayranlar, oyunları savaş aracı olarak kullanma konseptini, serinin nefes kesen animasyonunu ve Sora ile Shiro arasındaki ilişkiyi fazlasıyla övüyor. Sonuç olarak, bu serinin sadece anime hayranlarına değil, oyun severlere de hitap ettiğini garanti edebiliriz.
Re:Zer0 – Starting Life In Another World, Isekai Türünün En İyisi
Isekai animeler hakkındaki hiçbir tartışma, Re:Zer0 – Starting Life In Another World olmadan tamamlanmış sayılmaz. Seri, kendisini korkutucu bir güçle lanetlenmiş fantezi dünyasına ışınlanmış halde bulan kahramanımız, Natsuki Subaru’yu anlatıyor. “Ölümden Dönüş” olarak da bilinen bir yetenek, Subaru’yu diriltir ve zamanı belirli bir ana kadar tersine çevirir. Huzurlu bir ortam içinde başlayan hikayemiz, Subaru kendisini vahşice öldürülürken buldukça hızla karanlıklaşır. Her diriliş, ona değer verdiği yakınlarını korumak için yeni bir şans verir. White Fox’un büyüleyici animasyonu ve muhteşem hikâye anlatımının yanı sıra, Emilia ve Rem gibi hoş karakterlerden oluşan kadrosuyla Re: Zero, genellikle tüm zamanların en iyi isekai serilerinden biri olarak kabul edilir.
