Keşif Asya
İsekai animeler hem yaratıcı hem de çok eğlenceli oluyor. İsekai animeler başka dünyaya ışınlanan ve orada yaşamaya çalışırken bazı zorluklarla karşılaşan karakterlerin hayatını anlatıyor. Bu hikaye tarzı aksiyona karakter gelişimine ve inanılmaz animasyonlara olanak sağlıyor.
Her sene bazılarının akılda kaldığı pek çok isekai anime çıkıyor. Bu tür animelerin akılda kalanları say say bitmez. Yazarların hayal güçlerini istedikleri şekilde bize yansıtabilmesi sayesinde harika hikayelerle karşılaşabiliyoruz.
Hai to Gensou no Grimgar
İlk bakışta bu seri diğer oyun bazlı isekai animeler ile karıştırılabilir. Gençler MMO bir oyunda uyanıyorlar ve hayatta kalmaları gerekiyor. Grimgar’ı diğer serilerden ayıran şey, kendi kurallarının olmaması. Diğer serilerdeki ufak tehditler bu seride ölümcül olabiliyor ve ölüm diğer serilerin aksine, son anlamına geliyor.
Grimgar biraz daha yavaş ilerliyor ve geniş karakter yelpazesini tek tek işleyerek devam ediyor.
Ima, Soko ni Iru Boku
Yüzyılın son senesinde yayınlanan bu seri güç patlaması yaşayan karakterlerden uzaklaşmak isteyen dostlarımız için harika bir seçim. Sıradan bir genç olan Shuu, gizemli bir kız ile tanışır ve canavarlarla dolu bir dünyaya sürükleneceği 13 bölümlük bir cehennem hikayesine başlar.
Now And Then, Here And There karakterlere yoğunlaşan bir anime bir anime ve sadece ana karakterlere de değil. 1999 yapımı bu seri unutulmaz kişilikler yaratmakta harika bir iş çıkarıyor ve tek sezonluk bir anime olmasına rağmen her birini güzelce işliyor.
Tate no Yuusha no Nariagari
The Rising Of The Shield Hero’nun itibari ilk sezon ilerledikçe kötüye gitmişti. Naofumi Iwatani fantastik bir dünyaya ışınlanır ve kalkan kahramanı olur ancak ifitra atıldığından bir suçtan dolayı yargılanır.
Karışık olduğundan olmasa da serinin ilk birkaç bölümü kendine bağlıyor ve insanı olaylardan dolayı sinir ediyor. Ayrıca bu isekainin diğerlerinden daha olgun ve derin bir hikayeye sahip olacağı söylense de ilerleyen bölümlerde sözünü tutamıyor. Ne kadar iyi olduğu tartışmalara sebep olan bu seri yine de fantastik güçlü isekai anime arayanlar için fena değil.
Digimon Adventure
Sayısız çocuğu animeye başlatan Digimon Adventure, isekai türünde pek bilinen bir seri değil; bunun sebebi ise o zamanlar öyle bir kavrama alışık olmamamız olabilir. Animenin çoğu yaşadığımız dünyada geçse de sık sık dijital ortama geçiyor.
Ana seride yoğunlaşınca Digimon Adventure zamanla harika gelişti. Anime; aksiyonu, heyecanı, komikliği, karakter gelişimini müthiş bir serüven ile çok iyi yansıtıyor ve yirmi yıllık yayın ömrü boyunca övgüler alıyor. Digimon Tamers da harika bir seri ama karakterler dijital dünyada daha az vakit geçiriyor.
Drifters
Tarihte önemli yeri olan bir ton kişiyi bir araya getiren Drifters kanlı ve mükemmel derecede tuhaflığa sahip bir isekai serisi. Tarihi kişilikler fantastik bir dünyaya ışınlanıyor ve Drifter veya End oluyorlar.
Drifter’lar, End’lere muhalif olarak direniş gösteriyorlar ve Toyohisa Shimazu’nun Jeanne d’Arc ile karşılaşması gibi enteresan ve şahane anlara şahitlik etmemize olanak sağlıyorlar. Drifters hikayesini tamamlayamasa bile çıkan bölümleriyle mükemmel bir seyir zevki bırakıyor.
Honzuki no Gekokujou: Shisho ni Naru Tame ni wa Shudan wo Erandeiraremasen
Kaçış temalı fantastik hikayelere kimse bir şey demez, bu anime de gerçekliği geride bırakıp rahat bir hayat yaşama konusu üzerine gidiyor. İsekai türü bu tarz hikayeler için en iyi format diyebiliriz ama bazı animeler var ki bu yapının tam aksine gidiyor.
Ascendance Of A Bookworm’da ana karakterimiz Urano Motosu bir kitap kurdudur ve kendisini sosyal sınıfların keskin bir şekilde ayrıldığı bir dünyada Myne isimli küçük bir kız olarak yeniden doğar. kitaplara erişimi olmadığı için, kendi kitabını yazmaya karar verir. Ascendance Of A Bookworm karışık konuları olgun bir şekilde bir araya getiriyor ve bu sırada kaliteli bir ana karakter sunuyor.
Juuni Kokuki
Fuyumi Ono tarafından yazılmış ünlü bir romandan adapte edilen bu seride hikaye harika anlatılıyor. Roman genel olarak Çin Mitolojisindeki krallıklardan bahsetse de animede sadece Kei adındaki krallıktan bahsediliyor.
Bunun sayesinde hem Kei krallığına hem de ana karakter Yoko Nakajima’ya daha yakından bakabiliyoruz. Yoko oldukça sevilesi bir ana karakter ve her türlü seyirciyi kendisine çekecek zorluklarla karşılaşıyor.
Bakemono no Ko
Mamoru Hosoda tarafından yönetilen bu seri iki dışlanmış karakterin bir araya gelip bir saat boyunca birbirine bağırmasını anlatıyor. Ailesi tarafından terk edilmiş Ren, olgunlaşamamış bir canavar olan Kibetsu’yla Shibuten adlı insanların göremediği bir dünyaya gidiyor. ikisinin de inatçı yaspğısı yüzünden Ren ve Kumatetsu birbirine alışmakta epey zorluk çekiyor ama sonunda çok iyi bir arkadaşlığa sahip oluyorlar.
The Boy And The Beast çok güzel konulara değiniyor ve Ren gibi muhteşem bir ana karaktere sahip. Filmin ikinci yarısı biraz aceleye gelmiş ve finali tamamlanamamış hissettirse de filmin geri kalanı çok iyi.
Tenkuu no Escaflowne
The Vision Of Escaflowne 1996’da çıktığında harika yorumlar almıştı ve şimdi de pek farklı bir durumda değil. Hitomi Kanzaki kendisini Gaea adlı meka bir dünyada bulur. Burada mimari düzen muhteşemdir ve hem tanıdık hem de uzaydanmış hissiyatı verir. Ayrıca prens Van Fanel ile tanışır ilk başta yaramaz birisi olsa da ileride toparlar. Karakterlerin hepsi derin kişiliklere sahip.
The Vision Of Escaflowne bir çok türü bir araya getiriyor ve hem kadın hem erkek kesime hitap ediyor. Bu isekai animede, aksiyon, macera, romantizm var ve en önemlisi bu şeyleri çok güzel harmanlıyor. Animasyonu da çıktığı seneden belli olacaktır ki, harika.
Mushoku Tensei: Isekai Ittara Honki Dasu
Mushoku Tensei ya da diğer adıyla Jobless Reincarnation, isimsiz 34 yaşında evsiz bir adamın fantastik bir dünyada yeniden doğuşunu anlatıyor. Anime başlangıcından itibaren ölmeden önce yararlı bir şey yapmak isteyen birisini gösterdiği için ön plana çıkıyor.
Ana karakter iç çözümleme yaptıkça seri daha ciddi bir hal almaya başlıyor. Ana karakter hayatta ikinci bir şans ele geçiriyor ve yapmak istediği şey gerçekten ilham verici. Diğer birkaç isekai anime gibi bu da insanı biraz düşündürecek türden.
Youjo Senki
Bazen isekai animeler anti-hero karakterler veya direkt kötü karakterleri konu alabiliyor. Ancak Youjo Senki’nin İngilizce adı, animenin ana karakterini biraz fazla kötü gösteriyor. Tanya Degurechaff’ın ayrık ve soğuk kişiliği animenin can sıkıcı bir ortam yaratmasından dolayı müthiş bir seyir zevki yaratıyor.
Ölümün sınırındaki bir adam Being X adındaki bir tanrıya meydan okuyunca savaş yorgunu bir dünyada kız bedeninde yeniden doğar. Dünya Savaşları bilgisini kullanarak hayatta kalıp Being X’i haksız çıkarmaya karar verir.
Overlord
Son zamanlarda yayınlanan en popüler ve en yaratıcı isekai serilerden bir tanesi Overlord. Bu müthiş, komik, kalpleri ısıtan ve güzel animasyonlara sahip seri normal animelerin göz ardı ettiği sorunlara parmak basıyor. Neredeyse sınırsız güce sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu bize yansıtıyor.
Kapatılmış bir oyunun içinde mahsur kalma konusu çok ender bir şey olmasa bile bir yabancının yabancı topraklarda olması hissiyatını güzel yansıtıyor. Anime kalitesini korursa eğer başyapıtlardan bir tanesi olmasına az kalmış demektir.
Kono Subarashii Sekai ni Shukufuku wo!
İsekai için bir türden çok konsept diyebiliriz. Bu yüzden içinde gerilim, karakter parçaları, heyecan hatta korku bile olabiliyor. E tabii ki epey bir komedi isekai animesi var. Ama neredeyse hiçbiri KonoSuba kadar komik değil. Genelde isekai parodisi olarak geçen bu anime, çok komik bir şekilde ölen ama Aqua adında bir tanrıça tarafından ikinci şans verilen Kazuma adındaki karakteri anlatıyor. Yanına tek bir şey alabileceği söylendiğinde, ana karakterimiz tanrıçanın ta kendisini yani Aqua’yı alıyor ve bu hatayı ilerleyen bölümlerde sık sık aklına getiriyor.
Kazuma birbirine uymayan bir takım toplarken, KonoSuba kahkahalar ile izleyeceğiniz bir sürü macera anlatıyor.
Tensei shitara Slime Datta Ken
Nasıl oluyorsa bu seri, diğer isekaileri hem daha yenilikçi olarak hem de onları iyileştirerek geçiyor. That Time I Got Reincarnated As A Slime sadece isekai olarak değil anime olarak da epey popüler olmayı başarıyor.
Sadece iki sezon ile anime tarihine adını yazdırmayı başardı ve bunu kesinlikle hak ediyor. Serinin en güzel yanlarından bir tanesi de karakterlerin çok iyi gelişmesi.
InuYasha
Rumiko Takahashi aksiyonu, romantizmi, tereddütü, ve fantastik hikayeyi bir araya getirerek okurları eserlerine bağlayan birisi. Ranma ½ ve Maison Ikkoku gibi başyapıt mangaların da yazarı.
Bir başka eseri ise Inuyasha, romantizmi ve aksiyonu bir araya getirip aynı zamanda mükemmel hikayeye sahip bir seri. Bu seri kaliteli bir isekai nasıl olunur onu gösterir derece de iyi. İsekaiye yavaş başlamak isteyenler için Inuyasha harika bir seçim.
Sword Art Online
Tartışmalı olarak en bilinen isekai anime diyebiliriz. Sword Art Online pek çok anime sever için destansı diyebilecekleri bir seri. Geniş ve ilgi çekici dünyası her sene daha da büyüyor.
2012’de çıkan serinin ilk sezonu ne kadar izlerseniz izleyin büyüleyici ve eğlenceli. Sword Art Online’ın dünyası inanılmaz derecede bağlayıcı.
No Game No Life
Nedense hikikimori psikolojisini anlatan seriler her seferinde harika oluyor. No Game No Life‘da ise bu hikikimoriler ayrıca usta oyuncular. Tet adında bir tanrı tarafından satranca davet edilen ve kazanan bu arkadaşlar Disboard adındaki dünyaya ışınlanırlar.
Disboard’da kimse birbirine zarar veremiyor ve her şey oyunlar ile belirleniyor. Çok değişik bir dünya anlayışı getirmesiyle beraber ana karakterlerin bu dünyaya alışma süreci de ilgi çekici. Harika hikayesi sayesinde diğer isekai serilerin üstüne çıkan bir yapıt.
Hataraku Maou-sama!
Şeytanın McDonalds’da çalıştığı bir parodinin bu kadar eğlenceli olabileceğini kim bilebilirdi? çok eğlenceli ve çekici karakterler ile The Devil Is A Part-Timer! birçok isekai fanının en iyiler listesine girmiş durumda.
Bu seri hem çok iyi animasyonlara sahip hem de mizahı mükemmel ötesi ve sizleri kahkahalar içinde bırakacak. Serinin şu an tek bir sezonu var ama ikinci sezon da gelmek üzere. İlk sezonun yarısı kadar iyi olsa bile aşırı eğlenceli olacağından emin olabiliriz.
Re: Zero – Starting Life In Another World
Normal bir insanın hayatını konu alan en iyi isekai diyebileceğimiz bir seri olan Re: Zero – Starting Life In Another World klasiklerden bir seri. Klasik isekai maddeleri bu serinin içinde bulunuyor olsa da animenin kalitesinin yanında görünmez kalınıyorlar.
Subaru adlı karakter oldukça sevilesi ve eğlenceli bir karakter ve yan karakterler için de oldukça hoşlar diyebiliriz. Animenin ilk sezonu birkaç bölümle bile diğer isekai animeleri geride bırakacak kaliteye sahipti.
Log Horizon
MMORPG bazlı bir isekai olarak başlayan Log Horizon, harika hikayesi sayesinde hemen kendisini diğerlerinin arasından sıyırıyor. Bazı diğer serilerin aksine, ana karakterler Elder Tale adlı dünyaya ışınlandıklarında bu dünyayı istedikleri dünyaya çevirmeyi amaçlıyorlar.
Bu seri zekice ve iyi ilerliyor, aksiyonu tam potansiyelinde kullanıyor ama yavaş anlar da yaratarak her şeyini aksiyonda harcamıyor. Yeni bir toplum düzeni oluşturup barışçıl bir hayat kurmayı amaçlamanın getirdiği zorlukların hiçbiri göz ardı edilmiyor. Log Horizon en zekice yazılmış ve ilgi çekici İsekai’lerde bir tanesi. Yavaş ilerlese bile sıkılmayacağınızdan emin olabilirsiniz. Şu an iki sezonu var ve üçüncüsü de yolda.
