Anonin
Modern shoujo animeleri yeniliğe açık, yaratıcı, sanatsal ve klasik romantik anime özelliklerinin harika bir dengesine sahiptir. Nostalji de güçlü bir duygudur ve birçok insanın ilk favori romantik animesinin bu duyguyla iç içe olduğunu görmek mümkündür. Bilindik klişeler ve karakter modelleri de bunu harika bir şekilde yansıtır.
My Happy Marriage gibi animeler, tutkulu bir kalbe ve sert bir görünüme sahip duygusuz karakterlerle benzer aşık karakterleri alır ve bu karakterlere daha da fazla boyut katar. Bu, eski ve yeni arasında olan harika bir dengedir. Klasik romantik shoujolarla büyüyen ve neyi sevdiğini bilen anime hayranlarının yeni shoujo serilerinde de keyif alacakları pek çok şey mevcut.
Why Raeliana Ended Up at Duke’s Mansion’daki Noah & Reliana Eski Usül Tsundere Romantizmi Yaşamaktadırlar
World is Still Beautiful’un hayranları mantık evliliği ve huysuz bir tsundere aşk hikâyesine sahip olan bu animeyi beğenecektir. Dük Noah Wynknight, Raeliana’nın keskin olan öfkesini açığa çıkarır. Hatta onu diken üstünde tutmaktan ve öfkesini körüklemekten zevk alıyor gibi görünmektedir.
Raeliana, hain bir planı olan başka bir talipten kendini kurtarmak için Dük’e sahte bir nişan şantajı yapar. Buna karşılık olarak Noah’da Raeliana’nın tepesi atana kadar ona sataşır durur. Raeliana, Noah’la hırlaşan ve didişen klasik bir tsundere kadınıdır ancak bunun sebebi aslında onu sevmemesinden çok ona vurulmuş olmasına olan şaşkınlığındandır. Yavaş yavaş bu tsundere romantizmi beklendiğinden çok daha samimi ve tatlı bir şeye dönüşür.
My Happy Marriage’deki Miyo Kuşkucu Bir Shoujo Kahramanıdır
Klasik Shoujo romantizmleri, My Happy Marriage’deki Miyo Saimori’nin kişiliğine benzer şekilde sakar ve duygularını gizleyemeyen deredere kahramanlarına sahip olma eğilimindedir. Miyo’nun ailesi tarafından çok istismar edilmesi yönünden fanları bu yeni romantizmi sık sık Külkedisi’nin yeni bir versiyonuna benzetmektedir. Miyo kısmen çok nazik olduğu ve kısmen de annesi öldükten sonra hiç sahip olamadığı sevgiyi arzuladığı için çok sevgi dolu bir insandır. İçinde bulunduğu durum ve kişiliğiyle 2001 yapımı Fruit Basket’deki Tohru Honda’ya çok benzer yönleri vardır.
Miyo’nun yeni nişanlısı Kiyoka Kudo, Miyo’yla ilk tanıştıklarında bazı önyargıları vardır çünkü sadece parası ve gücü için istenmeye alışkındır. Ancak Miyo’nun ne kadar nazik ve özgün birisi olduğunu anlaması uzun sürmez. Asıl niyeti Miyo’nun kendini daha fazla göstermesini sağlamak ve birilerini kıracak diye çok fazla endişe etmesini engellemektir. Miyo da yetişkin hayatında ilk kez güvende olduğunu ve sevildiğini hissettiğinde güçlenir.
The Demon Prince of Momochi House’dan Aoi Gizemli ve Güçlü Bir Aşk İlişkisi Yansıtmaktadır
Birçok kişi Aoi’yi, Kamisama Kiss’teki Tomoe’ye ve InuYasha’ya benzetir. Aoi olağandışı görünümü, tilki kuyruğu ve uzun beyaz saçlarıyla InuYasha’ya çok benzer. Tomoe ve InuYasha gibi o da çok korumacıdır.
Ancak Aoi o kadar da klasik bir tsundere değildir. Çok daha nazik biridir ve buradaki romantik gerilimin kaynağı inatçı bir kişilik değil Momochi Evi’ni çevreleyen büyünün karmaşıklığıdır. Baş kahraman Himari, Diabolik Lovers gibi diğer shoujo animelerdeki karakterlere benzeyen yakışıklı ve gizemli doğaüstü varlıklarla dolu bir evde yaşar ancak bu karakterler çok daha naziktir.
Vampire Dormitory Klasik Vampir Romantizmine Kıyasla Oldukça Absürt Kalmaktadır
Vampire Dormitory, klasik bir vampir animesinde olabilecek hemen hemen her klişeye sahip ve bir parça da Ouran High School Host Club dokunuşu içerir. Mito bir eve ve işe tutunmaya çalışırken korunmak için erkek gibi giyinir. Hatta Haruki Fujoka’ya benzer bir şekilde âşık olduğu Ruka ile tanıştığında bir vazoyu kırar. Sadece sevilmek isteyen ve aşağılık kompleksi olan klasik bir şansız deredere karakteridir.
Ruka diğer vampir shoujo aşk karakterleri kadar toksik değildir fakat rıza almadan aldığı ısırıklarıyla onlarla epey benzerdir. Ren kötü çocuk çizgisine ve muhtemelen altın bir kalbe sahip alternatif bir aşık karakterdir. Diabolik Lovers’daki toksisite ve vampir maskaralıklarının hayranları Vampire Dormitory’i izlerken bir nostalji dalgası hissedebilirler. Seri de Vampire Knight’e benzer şekilde yatılı bir okulda geçer.
Kyo ve Tohru, Fruit Basket’in Yeni Uyarlamasında Klasik bir Tsundere-Deredere Romantizmi Yaşamaktadır
Fruit Basket en sevilen shoujolardan biridir ve 2001 yılında mangadan uyarlanmıştır. Tohru Honda içi dışı bir olan ve başkalarını üzmek yerine onlara yardımcı olduğundan emin olmak için kendini paralayan tatlı bir deredere karakteridir. Kyo Sohma ise Tohru’nun tam tersi, kitap üstünde herkese karşı huysuz olan ve savunma mekanizması olarak saldırganlaşan aşık bir tsundere karakteridir.
Ancak Kyo’nun Tohru’ya karşı olan durumu farklıdır. Onun tarif edilemez derecede olan nazik doğasından etkilenir ve bu da onu daha iyisini yapmaya ve olgun bir insan olarak olgunlaşmaya iter. 2019’daki Fruit Baskets yeniden uyarlaması mangaya ve yerleşmiş olan anime fan kitlesine çok sadıktır. Karakterlerin görünümü ve kişilikleri aynı olmakla birlikte sadece animasyon biraz daha pürüzsüzdür.
Sailor Moon Crystal’de Usagi ve Mamoru’nun Romantizmi Anime Severler İçin Mükemmeldir
Sailor Moon, shoujo ve büyülü kız romantizmini büyük ölçüde yansıtır. Usagi ve Mamoru, 1990’larda ve sonrasında birçok büyülü romantik animeler için standartları belirlemiştir. Sailor Moon Crystal, birçok Bilgisayar Üretimi Hayali animasyonlar ve farklı müzikler içerse de pek çok hayranın orijinal Sailor Moon mangasına ve 90’lardaki animesine dair sevdiklerine sadık kalır.
Usagi ve Mamoru’nun kaderinde birlikte olmak vardır ve Ay Krallığı’ndaki geçmiş yaşamlarını hatırladıkları andan itibaren aşkları daha da yıkılmaz hâle gelir. Sailor Moon Crystal’da bazı farklılıklar vardır fakat orijinal Sailor Moon animesinden uzaklaşmak yerine ona katkıda bulunur. Manga yazarı ve çizeri Naoko Takeuchi, Sailor Moon Crystal’da yazarlarla birlikte çalıştığı için anime, 90’lardaki orijinaline çok benzer.
My Love Story’den Rinko ve Takeo’nun Zamansız Bir İlk Aşk Hikâyesi Vardır
Bazen bir shoujo romantizminin ihtiyacı olan tek şey My Love Story!!’nin yaptığı gibi temellere geri dönmektir. My Love Story!! tamamen karakter odaklı ve duygusal gelişim ile arkadaşlık gibi shoujo temellerine odaklanır. Rinko ve Takeo’nun sağlıklı olduğu kadar zamansız bir aşk hikâyesi vardır.
2007’deki Lovely Complex romantizminin hayranları Rinko ve Takeo arasındaki dinamikten hoşlanacaktır. Takeo çok uzun ve kaslı biridir ve centilmen tavırlarına rağmen kızlar tarafından reddedilmeye ve kaba biri olarak görülmeye alışkındır. Rinko narin ve naziktir ancak ne kadar ufak tefek olsa da kendine ait bir aklı ve güçlü bir kişiliği vardır. Takeo ve Rinko birbirlerine karşı çok saygılı ve samimi olmakla birlikte çok da sağlıklı bir aşk ilişkisi yaşamaktadır.
Kamisama Kiss’de Tomoe’yle Nanami Kısmen Isekai Bir Dünyada Tsundere Romantizmi Yaşamaktadırlar
Kamisama Kiss, Nanami adında genç ve nazik bir kızın ruhlar dünyasına sürüklenip bir Kara Tanrısı olarak adlandırılmasını konu alır. Geleneksel bir isekai olmasa da Nanami, ruhlar dünyasında bir insan olduğundan birçok isekai özelliğine sahiptir. Tomoe’nin kişiliği ve Nanami’nin durumu en nostaljik romantizm isekai animelerinden biri olan InuYasha’yı çok anımsatır.
InuYasha’nın kahramanı Kagoma’nin eski bir kuyudan düşüp bir köpek yokaiye rastladığı yerde Nanami ruhlar dünyasına yolculuk eder ve tilki yokaiyi yoldaşı olmaya ikna eder. Tomoe ve InuYasha, aşklarına karşı çok hırçın olan ama onu korumak için her şeyi yapabilecek olan iki tsunderedir. Hatta zaman zaman aşırı korumacı bile olabilirler.
Sariphi ve Leonhart’ın Sacrificial Princess & The King of Beasts’deki Hikâyesi Eski Bir Masal Gibidir
Fantastik bir dünyada geçen peri masalı animeleri 1970’ler 80’lerde çok popülerdir ve Sacrificial Princess & The King of Beasts tüm bu peri masalı duygularını tüm gücüyle geri getirir. Grimms’in “Güzel ve Çirkin” versiyonunun neredeyse doğrudan bir yeniden aktarımı gibidir ancak insanların büyülü canavarlarla birlikte var olduğu benzersiz bir fantezi dünyasında geçer.
Sariphi, Kral Leonhart’ın sarayına kurban olarak getirilen bir insandır ancak Kral onu gelini olarak alır.
Kral Leonhart kana susamış şöhretine ve canavar görünümüne rağmen inanılmaz derecede naziktir. Gücünü sadece Sariphi’yi korurken kullanır. Sihir, tuhaflık, bozulan lanetler ve kadersel romantizmle dolu ders kitabı niteliğinde bir peri masalı romantizmi yaşarlar.
Yona of the Dawn’daki Hak ve Yona’nın Hikâyesi 90’ların Fantastik Romantik Animelerine Bir Aşk Mektubu Niteliğindedir
Mizuho Kusanagi, Yona of The Dawn’ı Sailor Moon ve Fushigi Yugi gibi diğer klasik shoujo fantastik manga ve animelere bir aşk mektubu olarak yazar. Sailor Moon’daki Prenses Serenity gibi Yona da bir gaspçı tarafından tahtından uzaklaştırılan genç bir prensestir. Serenity’nin Prens Endymion’la olan aşkında olduğu gibi Hak da Yona’yı korumaya devam eder.
Yona ve Hak birlikte büyümüşlerdir ve Hak, sürekli Yona’ya ne kadar saf olduğuyla ilgili takılır durur. Ancak Yona, Hak ile yolculuk ettikçe zihniyle gücü artar ve halkına en iyi nasıl hizmet edip onları kurtaracağını öğrenir. Yona of the Down muhteşem animasyonları, büyük riskleri ve çocukluktan beri arkadaş olan iki kişi arasındaki kalp atışlarını hızlandıran bir romantizmi ile yüksek derecede fantastik bir animedir.
