Özellikle pandemi döneminde hayatımızda önemli bir yer edinen sosyal medya platformları o karanlık günlerden sonra bile hayatımızdaki yerini terk etmiş değil sevgili okuyucular. Elbette ki o dönemde yıldızı parlayan ve gün geçtikçe daha da ünlenen TikTok’tan da hepimiz haberdarız. Peki hayatımızın bu yeni platformlara alışma süresinde sevdiğimiz ve vazgeçemediğimiz manga ve anime evreni nasıl etkilendi dersiniz? Gelin hep beraber bir göz atalım.
TikTok ve diğer sosyal medya platformları, özellikle de anime endüstrisinde köklü (çoğunlukla da olumlu) bir etkiye sahip oldu.
My Hero Academia‘dan Katsuki Bakugo; Jujutsu Kaisen‘den Satoru Gojo; Attack on Titan’dan Levi Ackerman… Bir zamanlar çok seçici bir hayran kitlesine ait sayılan bir zevk olarak görülürken, anime endüstrisi son zamanlarda çok daha hızlı ve güçlü bir şekilde yayılmaya başladı.
İnternet çağından önce, anime yalnızca bir avuç hayran tarafından keyifle izlenen dar bir alt kültürdü ki bu durum biz anime hayranları açısından ancak ve ancak mutluluk verici olabilir, zira başka kimsenin ilgilenmediği birer mücevhere sahip olmak sadece ve sadece özel hissettirebilir insana kendisini… Biz hayranların sosyal açıdan yetersiz veya düşkün olarak etiketlendirilmesi de cabası, eskisi kadar olmasa bile eminim siz sevgili okuyucuların da hala farkında olduğu bir önyargıdır bu.
Ancak, teknolojik ilerleme ve sosyal medya, anime endüstrisinin (ve buna bağlı olarak manga endüstrisinin) gelişmesine yol açtı. Bunun sonucunda anime, meraklı gözlemcilerin ilgisini çekmeye başladı ve daha büyük bir hayran topluluğunun temellerine hepimizin şahit olmasını sağlıyor.
TikTok’ta Anime Patlaması Yaşanıyor
Anime ve manga endüstrisinin gelişmesinin sebeplerinden biri de, 2017’de uluslararası düzeyde piyasaya sürülen sosyal medya uygulaması olan TikTok’tu. İçerik üreticileri, popüler danslar, şarkılar ve görsel sanatları içeren viral video kliplerinin oluşturulabildiği bu platform, farklı algoritması ve yapısı ile hızla dikkat çekti.
Bir TikTok klibinin viral olması oldukça kolay gözükürken, naçizane düşüncemi de affınızı dileyerek paylaşmam gerekirse, tüm ilgi alanlarımızı bilgi toplayarak kısa ve hızlı videolar halinde önümüze seren TikTok, hipnotize edermişçesine saatlerce bizi bir ekranın başında tutabilme kabiliyeti ile bugün olduğu konuma geldi. Dikkati hızılıca dağılan ve kitap okumaktan gitgide aciz kalan bizlerse, zamanın nasıl aktığını dahi fark edemeden bu küçük kapsüllerin bilinç akışında kendimizi kaybettik…
Tamam tamam, konumuza geri dönelim. Bağışlayın sevgili okuyucular, bir an kendimi çok kaptırdım.
TikTok aynı zamanda anime hayranlarının favori şovlarına duydukları sevgi ve takdirlerini ifade etmeleri için de harika bir platform haline geldi tabii. Birçoğunuz, Chainsaw Man‘den Makima’nın arka planda çalan bir çıngırağa eşlik ederek söylediği en çekici ifadeleri veya Jujutsu Kaisen’den Satoru Gojo’nun görsel olarak estetik arka planlarda şık ve soğuk görünmesini içeren video klipleri izlemiştir. Hayranlar aynı zamanda dünya çapındaki milyonlarca hayranın takdirini kazanan etkileyici anime kostümleriyle cosplay kültürünü de TikTok’a taşımayı başardı. Bu kliplerin pek çoğunun hala viral olmakta ve platformdaki en etkili trendsetter rolünü üstlenmekte olduğundan da bahsetmeden geçmeyelim.
Diğer Sosyal Medya Platformları Animeyi Olumlu Bir Işıkta Tanıttı
TikTok elbette ki anime hayranlarının favori şovlarına duydukları sevgiyi ifade ettikleri tek sosyal medya platformu değil. Yıllar boyunca hayranlar YouTube’da anime müzik videoları (AMV) oluşturarak animeye olan sevgilerini paylaştılar (bu AMV’ler, şarkının sözlerine veya vuruşuna uyan anime veya popüler müzikle sahneleri birleştiren hayranlar tarafından özenle hazırlanıyor). Kısa süre sonra içerik üreticileri daha da yaratıcı hale gelerek SoundCloud’da anime parodi müzikleri üretmeye ve Instagram’da anime fan art’larını paylaşmaya başladılar.
Sosyal medya aynı zamanda hayranların en son anime şovları hakkındaki eleştirilerini ve heyecanlarını paylaşmalarını da sağlıyor (tıpkı Keşif Asya’da yapabileceğiniz gibi). Örneğin, Reddit ve Discord’da hayranlar canlı aksiyon anime ve manga uyarlamalarından belirli karakterlere olan sevgilerine kadar her şeyi sohbet, forum ve bloglar yoluyla düzenli olarak ifade edebiliyorlar. Hayranlar aynı zamanda YouTube veya Twitch’te bir anime bölümünün en son bölümünü yayınladıklarında tepkilerini yükledikleri videolar veya canlı yayınlar oluşturuyorlar, dinleyiciler de yorumlar yoluyla içerik üreticisiyle etkileşimde bulunuyorlar. Böylece çok sevdiğimiz anime evrenini sosyal medya aracılığı ile interaktif bir şekilde deneyimleme şansını da elde edebiliyoruz.
İnternet Ve Sosyal Medya Anime Endüstrisini Değiştirdi
Sosyal medya platformlarından önce, anime hayranlarının gerçek hayatta aynı ilgi ve hobileri paylaşan insanları bulması oldukça zordu. Her birimiz en az bir kez sevdiğimiz bir animenin herhangi bir işaretini taşıyan birisini gördüğümüzde tanımasak dahi koşarak gidip sohbet etmeye çalışmışızdır diye düşünüyorum. 2000’lerin ortalarına kadar, anime dar bir alt kültürdü ve bu sanat türünü seven bireyler sıklıkla damgalanıyor ve tek bir karaktere indirgeniyordu. Ancak hem sosyal medya ve internetin her yere ulaşabilme gücü hem de kendisini anime hayranı olarak tanımlayıp bu önyargıyı kıran belirli ünlü isimler sayesinde (mesela Michael B. Jordan) zamanla insanlar bu bakış açısından sıyrılmayı başardılar.
Ayrıca, anime ve manga yayıncı şirketleri sosyal medya sayesinde hayranlar arasında farklı satış taktiklerini keşfedebilme şansı da buldular. Şirketler bu gruplara yönelik pazarlama kampanyaları yapmak için bu ilgi alanlarını keşfettikçe pek çok yeni satış taktiği hayatımıza girmeyi başardı. Birçok şirket anime ve manga üreticileri ünlü şirketlerle iş birliği yapma şansını elde ettiler ve bu iş birlikleriyle anime hayranlarını çekebilecek ürünler ortaya çıkarıyorlar.
ColourPop’ın Sailor Moon ve Naruto‘dan ilham alan kozmetik markalarının çıkardığı ürünler örnek olarak rahatlıkla gösterilebilir. Ayrıca bu sonbahar NBA ve HYPERFLY My Hero Academia karakterlerini konu alan bir ortak girişim yapacak ve sokak giyim stili temalı bir koleksiyon çıkaracak. Artan anime popülaritesi, sanat türünün çeşitli pazarlara girmesine de açıkça olanak sağlıyor sevgili okuyucular.
Animeye verilen yeni ilgi meraklı izleyicileri bir veya iki dizi denemeye de teşvik ediyor. Anime ve manga kültürünün insanların gözünde artık sadece çizgi film olarak nitelendirilmekten sonunda kurtulması ve bir sanat türü olarak kabul görmeye başlaması sonucunda yayın platformları yeni anime dizilerine lisans almak için birbiriyle yarışıyorlar ve yüksek talep görüyorlar. Anime artık gerçekten dar bir alt kültür olarak kabul edilemez – ve sosyal medyanın büyük ölçüde bu sanatın son haline ulaşmasında büyük rol oynadığını inkar etmek de bize yakışmaz sevgili okuyucular..